Background Image
Previous Page  9 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 9 / 517 Next Page
Page Background

Başkan’dan

8

Bugün

1 Eylül Dünya Barış Günü

.

Bölgemiz kan gölüne

dönmüş du-

rumda.

Mezhep savaşları

almış başını gitmişken, mezhebi, dini ya da

ırkı gerekçe gösterilerek insanlar

katledilir, ırzına geçilir, köle yapı-

lır, açlığa, susuzluğa, kavurucu sıcağa

dünyanın gözü önünde terk

edilirken, barıştan söz etmek ne kadar zor. Yine de umudumuzu yitir-

meyecek, barış için mücadeleye devam edeceğiz.

Bu noktada, önce

sınırlarımızın hemen ötesine bakıp, başta mezhep-

çiliği reddeden, özgürlükçü laiklik

ve

eşit yurttaşlık

olmak üzere

sahip olduğumuz

Cumhuriyet değerlerinin kıymetini bileceğiz

. Ar-

dından çok özlediğimiz

toplumsal barışa

ulaşmak için

konuşacağız

,

tartışacağız.

Ortak geçmişimizin ve geleceği birlikte yaşama ülkü-

müzün altını çizecek

, ayrışmak yerine

birbirimizi nasıl tamamladı-

ğımızı

ortaya koyacağız. Bütün bunları,

yargının güven altına aldığı

temel haklarımızı kullanarak yapacağız.

Bugün burada,

bu çatı altında buluştuğumuz veya buluşamadığı-

mız herkesle, aynı şanlı bayrağın altında, aynı vatan topraklarında

birlikte yaşıyoruz.

O yüzden, birbirimizi dinleyeceğiz, birbirimizden

öğreneceğiz. Önerilerden ve eleştirilerden yararlanıp, ülkemiz adına el

ele daha güzel işler yapacağız.

Değerli Dinleyenler;

Adalet, mülkün yani ülkenin temelidir. Demek ki yargının kurucu un-

suru olan

avukatlar, hâkimler ve savcılar bu ülkenin temel taşları

arasındadır.

Adalet ülkenin temeli olduğuna göre;

yargı camiasını,

avukatları, hâkimleri, savcıları düşman ilan etmek, yargıyı itibarsız-

laştırmak, devleti temellerinden sarsmaktır.

Bu güzel ülkenin kahraman, fedakâr, asil, namuslu, vicdanlı avukat-

ları, hâkimleri, savcıları;

Düşmanımız kin ve keyfiliktir bizim. Biz ise

kin tutmayız, keyfilik

yapmayız.

Biz biliriz ki ilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder. Oysa

ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır

.

Sanat olmazsa, hepimiz

tek renge, tek sese mahkûm oluruz.

Aydınlık bir gelecek

ancak

bilimle, fenle ve sanatla mümkündür.

Adalet ise

bütün bunların, öyleyse

geleceğimizin güvencesidir.

Yargıya, dolayısıyla adalete, dolayısıyla ülkenin temellerine ve gelece-

ğine yönelmiş açık ve yakın en büyük tehlike

“keyfilik”

tir.