Previous Page  9 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 9 / 473 Next Page
Page Background

Başkan’dan

8

lah Biroğlu’nu anarken boğazımız düğümleniyor.

Yine bu dönemde

teröre kurban verdiğimiz yargı şehidimiz, savcımız Mehmet Selim

Kiraz’ı, bürosunda vurularak öldürülen Avukat İsmail Akkaya’yı rah-

metle anıyor; yargı mensuplarına yönelik şiddeti lanetliyoruz. Hâkim

ve savcılardan, avukatlara yönelik şiddet eylemlerinde, bu eylemin bir

hâkim ve savcıya yapılması durumunda nasıl tavır alacaklar ise, aynı

tavrı sergilemelerini de bekliyoruz.

Değerli Konuklar,

Malumunuz olduğu üzere, ülkemizde hukuk, devlet ve toplum

düzeninin en büyük sorunu keyfiliktir. Keyfiliğin olduğu yerde huku-

kun üstünlüğü değil, o an için iktidarı ya da iktidarın belirli parçalarını

elinde tutan üstünlerin hukuku geçerli olur. Böyle bir düzende, yani

üstünün hukukunun geçerli olduğu bir rejimde, bu üstünler, o an için

güçsüz olanların sırtına basarak daha fazla maddi ve siyasi güç elde

ederler. Esasen bu, tam bir sömürge düzenidir.

Hukukun üstün olmadığı bir düzende hiçbir vatandaşımızın hu-

kuki güvenliği olamaz. Sadece vatandaşların değil, ülkede iş ve yatı-

rım yapmak isteyen hiç kimsenin güvencede olduğundan söz edile-

mez. Böyle bir düzende, kamuda da layık olanın layık olduğu göreve

getirilmesi şeklinde tanımlayacağımız liyakat sistemi çöker. Bunun

yerini o an için iktidarda olanların yakınlarının, layık olmasalar bile

istedikleri makama, göreve getirildikleri keyfi bir düzen alır.

Hukuk üstün olmadığında, dış politikada, koskoca ülke, sonu

bilinmez maceralara sürüklenir; içeride geçici seçim zaferleri uğruna

halk kitleleri birbirine karşı düşmanlaştırılır. Çünkü kendi hukuklarını

dayatan üstünlerin, kendilerine sınırsız maddi ve siyasi güç sağlayan

bu düzeni devam ettirebilmeleri için sürekli iç ve dış düşman yaratma-

ları gereklidir. Böylece halk, en temel konularda bile asgari müşterek-

te anlaşamaz hale getirilir ve birbirine vatan haini gözüyle bakmaya

başlar.

Aynı şekilde, hukuki güvenliğin bulunmadığı bir yerde yatı-

rımlarda büyük bir azalma olacağından, toplumun refah seviyesi de

kuşkusuz düşecek; iktidara yakın kişilerin servetleriyle, geniş halk

kitlelerinin geliri arasında inanılmaz uçurumlar meydana gelecektir.