Previous Page  11 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 11 / 457 Next Page
Page Background

10

Türk Milletinin en az yarısı bu olumsuz duygulara sürüklenmiş-

ken milli birliğin, beraberliğin ve istikrarın sağlanması, kamu düze-

ninin Milletin tamamının yürekten desteğiyle korunması nasıl müm-

kün olacaktır? İşte bizi kaygılandıran ve cevap arama zorunluluğunu

duyduğumuz temel soru budur. Türkiye’nin yönetiminden sorumlu

olan ya da yönetmeye talip olan herkes de bu kaygıyı duymak ve yapı-

cı çözüm üretmeye çalışmak zorundadır.

Dünyanın en kaotik bölgesi olan Ortadoğu’nun sınırında duran

Türkiye’nin üzerinde, bölgeyi şekillendirmeye çalışan küresel güçle-

rin senaryolar yazmadığını, bin çeşit baskı uygulamadığını düşünmek

herhalde en hafif anlatımıyla saflıktır. Bu senaryolara ve baskılara kar-

şı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin direnebilmesi için, Milletin tama-

mının desteğine ihtiyaç vardır. Ortadoğu, halklarının güvenini yitiren

devletlerin nasıl önce küresel güçlerin yönetimine girdiğinin ve sonra

çöküşe geçtiğinin örnekleriyle doludur. Türkiye Cumhuriyeti bir Or-

tadoğu devleti değildir. Ancak büyük bir hızla böyle bir yol ayrımına

sürüklenmektedir.

B. ÇIKIŞ YOLU

1.

Milli bir mesele söz konusu olduğunda, siyasi partilerin üstünde

ve dışında bir kucaklaşmanın gerçekleşebileceğini Milletimiz ka-

nıtlamıştır. Şimdi sıra, siyaset mekanizmasının Milletten ders alıp,

gereğini yapmasındadır.

2.

YSK’nın hukuka açıkça aykırı duyurusu ve kararına karşı yar-

gı yollarına hiç kuşkusuz başvurulacaktır. Bu çerçevede, Seçim

Kanunu’na göre yetkili olan siyasi partiler YSK’ya itiraz etmişler-

dir. Hukuka aykırı olan ve oy birliğiyle verildiği söylenen 560 sayılı

karara yapılan itiraz, bu defa ilginçtir ki bir üyenin muhalefetiyle

oy çokluğuyla reddedilmiştir. Sırasıyla Anayasa Mahkemesine ve

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilmesi mümkün ve huku-

ken gereklidir.

Anayasada YSK kararlarının kesin olduğunun yazması, Anayasa

Mahkemesi’ne bireysel başvurunun mümkün olmadığı şeklinde

yorumlanmamalıdır. Çünkü Yargıtay’ın ya da Danıştay’ın verdi-

Başkan’dan