Previous Page  9 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 9 / 685 Next Page
Page Background

8

Başkan’dan

hürriyetini toplum hayatının merkezine koyan bir devlet düzeni,

sadece laik hukuk düzeni sayesinde sağlanabilir.

-- Toplumu refaha kavuşturacak ekonomik ve sosyal her gelişme,

yalnızca, bilimi yol gösterici kabul eden laik bir toplum düzenin-

de yaşanabilir.

-- Hukuki güvenlik; ancak ve ancak laik bir hukuk düzeninde var

olabilecek adil yargılanma hakkı sayesinde gerçekleşebilir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 94. kuruluş yıldönümünü idrak et-

tiğimiz şu günlerde, en temel sorunumuz, devlet düzeninde gide-

rek yaygınlaşan keyfîliktir. Bu keyfîlik, toplumsal düzenin her

cephesinde maalesef olumsuz sonuçlarını hepimize yaşatmaya

başlamıştır. Kamuda layık olanın layık olduğu göreve getirilme-

si anlamındaki liyakat ilkesinin yerini, siyasi iktidara mutlak sa-

dakat uygulaması almıştır. Buna bağlı olarak her alanda kamusal

görevlerin olması gerektiği gibi ve hukuka uygun olarak yerine

getirilmesinde çok büyük sorunlar baş göstermektedir. Üzülerek

ifade etmek gerekirse, bu sıkıntılı durum, ülkenin temeli olan ada-

let dağıtma hizmetinin yerine getirilmesinde de maalesef ileri sevi-

yede yaşanmaktadır.

Kişinin; devletin ve başka kişilerin karşısında haklara ve sorum-

luluklara sahip olabilmesi, yani

gerçek

anlamda vatandaş,

gerçek

an-

lamda birey olabilmesi için, tüm temel hak ve hürriyetlerini güvence

altına alan adil yargılanma hakkının varlığı zorunludur.

Adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi; suçlayan, savunan

ve hüküm veren kişilerin yargılama sürecindeki görevlerini en kaliteli

şekilde ve hukuka uygun olarak yerine getirmelerine bağlıdır.

Bunun

için süreçte görev alan kişilerin keyfilikten uzak hareket etmele-

rini sağlayacak güvenceli bir sisteme ihtiyaç vardır. Kişilerin şah-

si özellikleri ve taahhütleri, sistemsel güvencenin yerine geçemez.

Adil yargılanma hakkını, dolayısıyla hukukun üstünlüğünü sağlaya-

cak, üstünün keyfî düzeninin egemen olmasını önleyecek bir sistem

için, hâkim ve savcıların bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hesap verebilirli-

ği sağlanmalıdır. Avukatlar ile avukatların örgütlü gücü baroların da

bağımsızlığı ve etkinliği güvence altına alınmalıdır. Her devlet düze-