Previous Page  29 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 29 / 705 Next Page
Page Background

28

Kuzey Kıbrıs’taki İcra Uygulamalarının Hukukun Üstünlüğü ve Hak Arama Özgürlüğü ...

lüğüne getirilen sınırlamanın süresi makul olmalıdır. Sürenin makul

olup olmadığını saptamak için kullanılacak ölçü ise objektif ölçüdür.

64

Her sınırlayıcı düzenlemenin süresinin makul olup olmadığı düzenle-

nen alanın özelliği içinde değerlendirilmelidir.

65

İcra hukukunda uygulamada hak arama özgürlüğünü etkili kı-

labilmek için gerekli olan bir diğer unsur ise yargılama faaliyetlerini

yürüten mahkeme ve yargıçların bağımsız olmasıdır.

66

Bu, hukuk dev-

letinin belki de en önemli unsurudur. Hak arama özgürlüğünden bah-

sedebilmek için bağımsız bir yargı organının varlığı şarttır. Bu koşulu

sağlayacak kuralların en önemlisi KKTC Anayasası’nın 136. madde-

sinde yer almaktadır: “

Yargıçlar görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasaya,

yasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine

göre hüküm verirler

.”

Ayrıca yargıçlık mesleği ile ilgili 138’inci maddenin 1’inci fıkrası uya-

rınca: “

Yargıçların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve öde-

nekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya

sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve di-

siplin cezası verilmesi, görevleri ile ilgili suçlardan dolayı soruşturma yapıl-

masına ve yargılanmasına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren

suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsız-

lığı ilkesine göre, yasa ile düzenlenir

”. Bu hükümler ancak yargı bağım-

sızlığını içselleştirmiş bir toplumda etkili olabilir yoksa kâğıt üstünde

ne aykırı olduğunu tespit etmiş ve dava açılmasını 5 yıllık zamanaşımına bağla-

yan kuralı iptal etmiştir. AYM bu karara varırken ilgili yasanın yürürlüğe girdiği

1955 yılı ile bugünün koşullarındaki farklılıkları göz önünde bulundurarak, “bir

çocuğun doğumu ile ilgili koşulları kendisinin belirleyemeyeceği gerçeği ışığında,

çocuğun kendi kusurundan kaynaklanmayan, annesinin ve babasının seçimi ile

gelişen olaylar zinciri neticesinde bulunduğu konum dolayısıyla

haklarının süre

ile

kısıtlanması veya bu haklarının vasisi

tarafından kullanılmaması halinde

ta-

mamen elinden alınması, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğünü benim-

semiş bir hukuk devletinde olmaması gereken” bir durum olarak nitelendirmiştir

(KKTC AYM, 31. 3. 2017, D. 2/2017, Dava No. 5/2015, s. 17).

64

KKTC AYM, 2. 3. 1996, D. 2/1996, Dava No: 15/1995, s.6.

65

KKTC Anayasa Mahkemesi, bir kararında şöyle ifade etmiştir: “Konulan süre-

nin, hakkın özüne dokunmaması için, makul olması gerekir. Bu hususta saptana-

cak bir sürenin makul olup olmadığını en iyi bilecek durumda kuşkusuz yasama

organıdır. Bu böyle olmakla beraber yasama organınca tespit edilen bir sürenin

hiçbir ahvalde gayri makul olmayacağı söylenemez. Bir hak ve özgürlüğün ama-

cına aykırı biçimde kullanılmasını son derece zorlaştıran veya onu kullanılamaz

duruma düşüren sınırlamalar o hak ve özgürlüğün özüne dokunmuş olur. Her

konunun kendine özgü hal ve koşullar içinde değerlendirilmesi gerekir” (KKTC

AYM, 22. 11. 1983, 10/1983, Dava No: 1/1984).

66

Özekes, s. 127.