Previous Page  32 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 32 / 705 Next Page
Page Background

31

TBB Dergisi 2018 (134)

Özde DEREBOYLULAR

Tebligatın zamanında yapılamamasının en önemli nedenlerinden

biri, icra memurlarının kamu görevlisi olmasından ötürü sadece mesai

saatleri içerisinde tebligat yapmalarıdır. Esasen HMUT’a göre, tebligat

davalı veya aile ferdine veya davalının hizmetkâr olduğu ve tebliga-

tın onun yerine patronuna yapılacağı durumlarda, tebligatın güne ve

saatine ilişkin bir sınırlama getirilmemiştir (HMUT Emir 5, Nizam 3).

Buna göre özellikle gece iş yapan yerlerde tebligatın gece yapılması

da mümkündür.

78

Ancak mesai saatleri içerisinde tebligat yapmak için

eve giden icra memurları genellikle evde kimseyi bulamadıklarından

tebligatı gerçekleştirememektedir. Bu sorun, günümüzde tebligat ya-

pılmasını adeta tıkanma noktasına getirmiştir. Hukuk devleti anlayışı-

nın sürekli gelişmesi, temel haklar noktasında canlı tutulabilmesi için,

mevzuat ve uygulamanın sürekli gözden geçirilmesi şarttır. Gerekti-

ğinde ciddi ve kökten değişikliklerden kaçınılmamalıdır. Bu perspek-

tif, özellikle konumuz açısından önemlidir. İcra hukukunda yerleşik

anlayış ve uygulama, birtakım bahanelerin arkasına sığınarak, hukuk

devletini ihlal etmektedir.

79

Bu sorunu çözmek için iki alternatif var-

dır: Tebliğ ve icra memurlarının vardiya usulü veya ek mesai yaparak

tebligatı gerçekleştirmeleri yolunda yasal düzenlemeye gidilmesi veya

tebliğlerin özelleştirilmesidir.

80

Kanımızca, bu çözüm önerilerinden

biri hayata geçirilmedikçe tebliğ problemini çözmek mümkün olma-

yacak ve alacaklılar uzunca süreler mağdur olmaya devam edecektir.

Kuzey Kıbrıs icra hukukundaki bir diğer önemli problem de icra-

nın ön koşulu olarak verilmekte olan kararların gecikmesidir. Ülke-

mizdeki tek icra usulünün ilamlı icra olduğuna yukarıda değinmiştik.

Öğretide bir görüşe göre, mahkeme kararlarının gecikmesine uygula-

manın rahatlaması için getirilebilecek en iyi çözüm; bazı borç ilişkile-

rinde derhal ilamsız icraya geçilmesidir.

81

Bir başka görüşe göre ise,

bu yönde yapılacak bir değişiklik davalıların müdafaa haklarının el-

lerinden alınmasına neden olacaktır.

82

Esas olarak bu görüşe katılmak

mümkün değildir. Çünkü, ilamsız icrada da davalıların müdafaa hak-

kı vardır. Ancak bu, ülkemizde bazı durumlarda ilamsız icraya geçil-

78

Beydola, s. 63.

79

Özekes, s. 124.

80

Sözmener, s. 1120.

81

Sözmener, s. 953.

82

Sözmener, s. 953.