Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

565 TBB Dergisi 2018 (135) Talih UYAR Davalı A. vekili 17.10.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “ Mü- vekkiline yapılan satışın gerçek satış olduğunu, bu satışın borçlu tarafından akrabalarına yapılan satıştan 4 ila 7 ay sonra olduğunu, müvekkilinin kötü- niyetli olduğunu ispat edecek hiçbir emarenin bulunmadığını, bunu ispat yü- künün davacıya ait olduğunu, müvekkilinin davalı borçlu ile iş ortağı olmadı- ğını, kendisinin sadece dava dışı diğer senet borçlusu H.’ye profesyonel olarak hizmet vermiş olduğunu, müvekkilinin iyiniyetinin kötüye kullanıldığını, ortada gerçek bir alacak bulunmadığını, takip alacaklısı ile t akip borç- lusu davalı R.’nin anlaşarak hareket ettiğini, takip konusu kambiyo senedine karşı menfi tespit davası açmayan takip borçlusunun bu davranışından üçün- cü kişilerin zarar gördüğünü, müvekkiline ait taşınmaz üzerine konulmuş olan ihtiyati haczin öncelikle kaldırılması gerektiğini” belirterek “ haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılmış olan bu davanın reddine karar ve- rilmesini” istemiştir. Davacı-alacaklı vekili dosya içinde bulunan “Beyanlarımızın Ar- zıdır” başlıklı dilekçesinde özetle; “A) Davalı-borçlu R.’nin B. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20./.. esas sayılı dosyasına vermiş olduğu dilekçesinde -se- netteki imzaya ve borca itiraz etmeden- ‘takip konusu senedi teminat senedi olarak verdiğini’ beyan etmiş olduğundan bu iddiasını yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu, ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26.01.2016 T. 8807/933 sayılı kararında açıkça ‘davalı borçlu alacağın gerçek olmadığı- nı iddia etmişse de, bu konuda açtığı itiraz ve takibin iptali davasının icra mahkemesince reddedildiği ve borçlu tarafından açılmış menfi tespit davası bulunmadığından, senede dayalı yapılan icra takibinin kesinleştiği ve alaca- ğın gerçek olduğu’nun kabul edilmesi gerekeceği belirtildiğinden dava konu- su olayda davalı-borçlunun müvekkili davacı-alacaklı aleyhine açmış olduğu borca itiraz davasının sonucuna göre, eğer bu davanın davacı-borçlu aleyhine sonuçlanması halinde –davacı borçlu tarafından müvekkili aleyhine bugüne kadar menfi tespit davası açılmadığından- müvekkilinin alacağının gerçek bir alacak kabulü gerekeceğinin, artık bunun aksinin davalılar tarafından ileri sürülemeyeceğini, bu bakımdan B. İcra Hukuk Mahkemesi’nde müvek- kili aleyhine açılmış olan ‘borca itiraz davasının sonucunun bu mahkemede bekletici mesele yapılması gerekeceğini, B)Borçlu aleyhine yapmış oldukla- rı takipte borçlunun borcunu karşılayacak menkul ve gayrimenkul malının bulunamadığını, sadece ... ili B. ilçesi O. Mahallesindeki 361 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konduğunu, ancak 900.000,00 TL değer taşıdı- ğı icra dairesince belirlenmiş olan bu taşınmaz üzerinde … Bankası lehine

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1