Türkiye Barolar Birliği Dergisi 138.Sayı

187 TBB Dergisi 2018 (138) Orhan EROĞLU ve E. 2015/1, K. 2016/1 sayılı kararı ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 04.02.1948, 1944/10E., 1948/3K. sayılı kararının değiş- tirilip değiştirilmeyeceğini incelemiş ve değiştirilmemesine karar ver- miştir. 61 Ancak bu karar da tartışmalara son vermemiştir. Kanun tasarı taslağında da HMK m. 177’ ye ilişkin değişikliğe yer verilmesinin de temel sebebi budur. Düzenleme ile usul ekonomisinin etkin bir şekilde uygulanabil- mesi için; hükmün bozulması veya kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkika- 61 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 06.05.2016 gün ve E. 2015/1, K. 2016/1; “6100 sayılı HMK, 1948 tarihli İBK’yı yürürlükten kaldırmadığına göre bu karar bütün yargı mercileri tarafından öncelikle ve tartışmasız uygulanması zo- runludur. İçtihadı birleştirme kararının yürürlükteki mevzuata aykırı olduğunu düşünen Dairelerin nasıl harekete etmesi gerektiği Yargıtay Kanunu 45/1 mad- desinde açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu yol kullanılmadan bağlayıcı olan 1948 1. İBK aleyhine hükümlerin verilmesi hukuk güvenliğini zedelemektedir….1948 yılında sonra 6100 sayılı HMK’da içtihadın kaldırıldığına yönelik herhangi bir düzenleme getirmemiştir. Mülga 1086 s. HUMK’daki ıslah hükümleri ile 6100 sayılı HMK’da benzer düzenlemeleri getirmiştir. Bu nedenle değiştirme şartları oluşmamıştır... Tahkikatın bozmadan sonra da devam ettiği düşüncesi 28.04.1959 tarih ve 1957/13 E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının bir mahkeme kararının her ne sebeple olursa olsun temyizce bozulması sonunda mahkemenin bozma kararına uyulmasıyla dava yeniden duruşma (muhakeme) safhasına girmiş olacağı cihetle duruşma henüz bitmemiş demektir” gerekçesine dayandırılmaktadır. “Bu gerekçe ile tahkikatın bozma kararından sonra devam ettiğini kabule imkân yoktur. 28.04.1959 gün ve 1957/13-5 sayılı içtihadı birleştir- me kararı görevsizlik kararının her aşamada verilebileceğine dair bir karardır… Bozmadan sonra ıslah yapılması yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan adil yargılanma hakkını zedelediği ileri sürülmüş ise de, bu yasak birey- sel başvuruya taşınmış, ne var ki Anayasa Mahkemesi, Suzan Tekin (Kavurkacı) Ve Diğerleri Başvurusu’nda (Başvuru Numarası: 2013/1932) ihlal tespit etme- miştir… Bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği görüşünün dayana- ğı kalmamıştır...6100 sayılı HMK’nın 177/1 maddesinde “ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” denilmekle maddenin açık ibaresinden ıslahın yalnız tahkikatın sona ermesine yani hâkimin tahkikatın bittiğini ilan etmesine kadar mümkün olabileceğinin kastedilmektedir. Bu aşamadan sonra tarafların bu hak- kı kullanamayacakları anlaşılmaktadır… Her ne kadar, yeni bir usul kanunu yü- rürlüğe girmiş ise de bozmadan sonra ıslah yasağının hak ihlali olmadığına dair Anayasa Mahkemesi kararları ve yasa koyucunun 1948 t. İBK’yı bilmesine rağ- men bunu kaldıran veya değiştiren bir hüküm getirmemesi dikkate alındığında mevcut kararın değiştirilmesini gerektirecek bir zorunluluk bulunmamaktadır… Yukarıda açıklanan nedenlerle; bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağı ve İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine dair 06.05.2016 ta- rihinde yapılan üçüncü görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.” (www.kazanci. com-Erişim tarihi:24.04.2018).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1