Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

148 6igRrWDFÕOÕNWD TDKNiPGe øWirD] +DNeP +eyeWinin DirenPe +DNNÕ 2013/10437E – 2014/947K sayılı ve 03.02.2014 tarihli bozma kararı verilmiştir. Bu karar üzerine itiraz hakem heyeti tarafından KT-2014/25 sayılı ve 29.09.2014 tarihli direnme kararı verilmiştir. İtiraz hakem heyeti gerekçesinde, Sigortacılık Kanunu m. 30/23’ten hareketle kıyasen, HMK’da bulunan direnme hakkını kullanabileceğini belirtmiş ve bu çerçevede itiraz hakem heyeti tarafından kararda direnilmiştir. Yargıtay HGK tarafından öncelikle, sigorta tahkimde hakem heyetince direnme kararı verilip verilemeyeceği hususu ön sorun olarak incelenmiştir. Bu konuda Yargıtay tarafından; direnme kararının ilk derece ve istinaf mahkemelerinin tekelinde olduğu ve Yargıtay Kanunu m. 15’te yalnızca mahkemeler tarafından verilen direnme kararının HGK tarafından incelenebileceği hususlarından bahsedilmiştir. Hakemlerin direnmesinin mümkün kabul edilmesi durumunun; uyuşmazlığın hızlı çözümü için mahkeme yargılamasından vazgeçilerek alternatif uyuşmazlık çözüm yolunun benimsenmesine aykırılık teşkil edeceği ifade edilmiştir. Yine direnmenin kabul edilmesi halinin, Sigortacılık Kanunu kapsamında da sigorta uyuşmazlıklarının adil, hızlı ve az maliyetli çözülerek sigortacılık sektörüne duyulan güvenin artırılması amacına da aykırı olacağı belirtilmiştir. Ayrıca 23.10.1972 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak hakem kararlarına karşı tarafların, HUMK uyarınca karar düzeltme yoluna dahi başvuramayacakları belirtilerek direnme kararı da verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Tarafların, sigortacılıkta tahkim yargılamasını seçmesinin nedenlerinden birisi hızlı bir şekilde sonuca ulaşmak olsa dahi, esas olarak adil bir çözüme ulaşmak temel gayedir. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada olduğu gibi hakem yargılamasının da amacı adaletin sağlanması olmalıdır. Sigortacılıkta tahkimde, hızlı ama adil olmayan kararlar verilmesi gibi bir durum zaten kabul edilemez. Dolayısıyla itiraz hakemlerinin vermiş olduğu kararın temyiz yoluna götürülmesi ile esasa ilişkin inceleme yapan Yargıtay’ın vereceği bozma kararına karşı hakemlerin, adil ve doğru olduğunu düşündükleri şekilde kendi kararlarında direnmesi adaletin sağlanması için önem arz etmektedir. Kaldı ki temyiz incelemesi sırasında, esasa ilişkin olarak inceleme yapılarak bozma kararı verildikten sonra itiraz hakem heyetini, verilen bozma kararına uymakla mükellef görmek, tarafların uyuşmazlığı Sigorta Tahkim Komisyonu bünyesinde sigorta hakemleri tarafından çözülmesi iradesine de aykırılık teşkil edeceği ifade edilebilir. Zira her

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1