Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

25 TBB Dergisi 2023 (166) Aysun ALTUNKAŞ kovuşturma evresi sonunda yok edilmesini öngören CMK m. 80/2 ve 81/2 hükümleri, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yasağının söz konusu olduğu sınırlayıcı ve istisnai hükümler arasında yer almadığından, bu hükümlerin, genel af kanununun yürürlüğe girmesi nedeniyle kamu davasının düşme kararıyla sona erdiği hallerde de kıyasen uygulanmasının mümkün olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte söz konusu veri ve kayıtların sistemden silinip silinemeyeceği konusunda uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin ve uygulama farklılıklarının, dolayısıyla da hakkaniyetsiz sonuçlara varılmasının önüne geçilebilmesi için en doğrusu kanunda bu konuda açık bir düzenlemeye yer verilmesi olacaktır. bb. Genel af kanununun mahkumiyet kararı üzerindeki etki ve sonuçları Genel af kanunları, kişi hakkındaki mahkûmiyet kararı kurulduktan sonra yürürlüğe girebilirler. Bu kanunun kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından etkisi ise yine TCK m. 65/1’de açıkça hüküm altına alınmıştır.61 Buna göre genel af halinde, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla kişinin mahkum olduğu ceza nedeniyle infaz kurumunda bulunması halinde, kişi derhal serbest bırakılacak, hakkındaki mahkumiyet kararı da adli sicilden silinecek, bu cezanın tekerrür bakımından esas alınması62 61 Genel affın, ceza ilişkisini sona erdiren bu yapısı nedeniyle maddi ceza hukuku bakımından cezayı düşüren bir neden niteliğinde olduğuna dair bkz. Koca/Üzülmez, s, 745; Şen, “Türk Ceza Hukuku Yönünden Af”,s. 104. 62 Bir suçun tekerrüre esas teşkil etmesi için, bu suç nedeniyle kurulan hükmün en azından kesinleşmiş olması gerektiğinden (TCK m. 58/1), genel af ise mahkumiyet kararını ortadan kaldırıp, adli sicilden silinmesi sonucunu doğurduğundan, genel af kapsamına giren bir suçun tekerrüre esas teşkil etmemesinin adaletin ve eşitlik ilkesinin gereği olduğu yönünde bkz. Özek, s. 156. Benzer şekilde Keyman da aksi yönde yapılacak bir yorumun, genel af kapsamına giren aynı suç nedeniyle hakkında açılan kamu davası devam ederken genel aftan yararlanan kişi açısından, kamu davasının düşmesi nedeniyle kurulmuş bir hüküm söz konusu olmadığından onun ileride işlediği suçlar bakımından tekerrür hükümlerinin uygulanması imkanını ortadan kaldırırken, aynı suçtan dolayı hakkındaki mahkumiyet kararı kesinleştikten sonra genel aftan yararlanan hükümlü hakkında ileride işlediği suçlar bakımından tekerrür hükümlerinin uygulanması gibi adaletsiz sonuçlara yol açacağını; dolayısıyla genel af kapsamına giren bir suç nedeniyle kurulup kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının tekerrüre esas teşkil etmemesinin adaletin bir gereği olduğunu ifade etmektedir. Bu değerlendirmeler için bkz. Keyman, s. 102.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1