TBB Dergisi Özel Sayı

Önsöz

re baktığımızda 2017 yılının ilk iki ayında ise toplam 53 kadının erkek

şiddeti sonucunda öldürüldüğü görülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti, kadının haklarını ve ayrımcılığa uğrama-

masını öngören başta Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen-

mesi Sözleşmesi olmak üzere çeşitli uluslararası antlaşmaları (Kadına

Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye

İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) imzalaması-

na ve ulusal mevzuatında önemli düzenlemeler yapmasına rağmen,

bu düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda ciddi problemler

yaşanmaktadır.

Bu da hukuk eğitiminde öğreticilerin ve hukuku uy-

gulayanların kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve eşitliğin

sağlanmasında oynadığı kilit rolü ortaya çıkarmaktadır. Zira kadının

hukuk sistemi içindeki yeri mevzuattan ziyade toplumun ve özellikle

karar vericilerin zihniyetinin bir sonucudur. Bu zihniyeti dönüştüre-

cek ise başta üniversitelerdeki öğretim elemanları olmak üzere tüm

hukukçulardır. Toplumda kadına karşı bakışı gösteren ve dönüştüren

en önemli araçlardan biri de medyadır. Medya, birtakım konular bakı-

mından belirli bir yönde algı oluşturmada ve toplumu o yöne kanalize

etmede son derece önemlidir. Medyanın rolü, toplumun kadına bakış

açısında ve yaklaşımında da etkilidir. Maalesef, özellikle görsel med-

yada yer alan bazı programlar (evlilik, gelin-damat, moda gibi) ve di-

ziler-filmler, kadının bir arzu nesnesi, ticari kazanç kapısı görülmesini

pekiştirmekte, kadının toplumdaki yerini basitleştirmekte ve kadına

karşı şiddeti körüklemektedir. Bu nedenle medyanın oynadığı önemli

rolü, hukuk ve kadın dışında düşünmek imkânsızdır.

Dâhil olmadıkları bir dünyanın sorunlarından en büyük payı alan

kadınlar, aynı zamanda dünyanın en yoksul kesimini oluşturmakta,

dünyanın hemen her yerinde binlerce, milyonlarca kadın, değil ken-

di potansiyelini gerçekleştirmek, en temel haklarını karşılamaktan

E.T.

7.3.2017.

Örneğin; Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 yılına ilişkin Küresel Cinsiyet Uçu-

rumu Raporu’na göre, “küresel” endekste, raporda ele alınan toplam 144 ülke içe-

risinde Türkiye 130’uncu sıradadır. Yine aynı rapora göre, “ekonomik katılım ve

fırsatlar” endeksinde 129’uncu, “eğitimsel kazanım/eğitim düzeyi” endeksinde

109’uncu, “siyasi güçlenme” endeksinde ise 113’üncü sıradadır. Söz konusu ra-

porda Türkiye’nin en iyi olduğu alan “sağlık ve yaşam süresi” olup, bu endekste

38 ülke ile 1’inci sıradadır

. Görüldüğü üzere, Türkiye, nadir alanlarda iyi durumda olsa

da, birçok konuda halen bir hayli geridedir.