Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

100 AİHM Kararları Işığında Kamu Görevlilerinin Grev Hakkı düzenleme zamanında sendika kurma hakkına ilişkin olarak da, “çalı- şanlar” ifadesi yerine “işçiler” ifadesinin kullanılmış olmasından dola- yı, kamu görevlilerine sendika hakkı tanınamayacağı ve hatta sendika hakkının yasaklanmış olduğu ileri sürülmekteydi. Aralarında politika- cıların, sendika uzmanlarının ve akademisyenlerin de bulunduğu bu görüşün gerekçesi, Anayasal düzenlemedeki “işçiler” ifadesi olup, bu görüşün temelsiz olduğu yargı kararlarıyla ortaya konmuştur. 71 Dola- yısıyla, grev hakkını içeren Anayasal düzenlemede, “işçiler” ifadesinin kullanılmış olması, kamu görevlilerinin grev hakkının yasaklanmış olduğunu ifade etmemektedir. Zira mevcut Anayasal düzenleme, iş- çilerin grev hakkını anayasal güvence altına almıştır. Kamu görevli- lerinin grev hakkının Anayasal güvence altında olmaması, bu hakkın yasaklandığı anlamına gelmemektedir. 72 Bu noktada doktrinde “isim- siz hürriyetler veya sayılmamış hürriyetler” kavramına değinmek yararlı olacaktır. Anayasa, kanunlar, yönetmelikler vb. pozitif hukuk metinle- rinde açıkça düzenlenmemiş bulunan hak ve özgürlükler “isimsiz hür- riyetler” olarak ifade edilmektedir. Zira, insanlara tanınabilecek tüm hak ve özgürlüklerin pozitif hukuk kurallarında yer alması mümkün değildir. Her insan fiili için, serbest hareket etme gücü yani özgürlük tanınabileceği için hak ve özgürlüklerin sınırsız olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Dolayısıyla, bu sınırsız olan hak ve özgürlüklerin ta- mamının Anayasa, kanunlar, yönetmelik vb. pozitif hukuk kuralları ile tanınması mümkün değildir. Pozitif hukuk metinlerinde yer alma- yan hak ve özgürlüklerin reddedilmiş veya dışlanmış haklar ve öz- gürlükler olarak görülemez. GÖZLER, bu hususta “… insanlar, insan olmaktan dolayı hak ve hürriyet sahibidir. Hürriyet asıl, hürriyetin devlet tarafından askıya alınması veya sınırlandırılması istisnadır. Dolayısıyla, bazı bir amaç taşımasını meşrulaştırmak, Türk toplumunun bugünkü yapısı bağlamın- da mümkün değildir. Bu mülahaza, sadece grev için değil, aynı zamanda lokavt için de geçerlidir. Görülü yor ki, Teklifin öngördüğü bu değişikliğin memurlara ve işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerine grev hakkı tanınmasının ötesinde, işverenler ve işçiler arasındaki ilişkilerin çalışma barışını vahim ölçüde bozucu et- kileri olabilecektir.” TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: 19, Yasama Yılı: 4, Sıra Sayısı: 861, Adalet Komisyonu Raporu, s. 28, https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/ Tutanak/TBMM/d19/c088/tbmm19088123ss0861.pdf , E.T.: 5.6.2017. 71 Mesut Gülmez, “Anayasa Değişikliği ve Memur Sendikacılığı”, Amme İdaresi Der- gisi , Cilt: 28, Sayı: 4, 1995, s. 27. 72 Nitekim, örneğin; 657 sayılı Kanun’un 27. maddesi değiştirilerek kamu görevli- lerine grev hakkı tanıyacak bir düzenleme Anayasa’ya aykırı olmayacaktır. Gül- mez, “Anayasa Değişikliği…”, s. 39-40, 43.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1