Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

101 TBB Dergisi 2018 (135) Cem Ümit BEYOĞLU hürriyetlerin pozitif hukuk metinleri tarafından tanınması ve sayılması, o metinlerde sayılmayan hak ve hürriyetlerin reddedildiği anlamına gelmez.” şeklinde değerlendirme yapmıştır. 73 Doktrinde, 1982 Anayasası, sosyal haklara ilişkin yaklaşımı açısın- dan, aşırı tepkici, ayrıntıcı, baskıcı ve yasakçı olmasından dolayı eleş- tirilmiştir. Nitekim, 1982 Anayasası’nın işveren isteklerine anayasal dayanak ve güvence sağlayan bir belge olması yönüyle, anti-sosyal ve anti-sendikal bir anayasa olduğu ifade edilmiştir. 74 1982 Anayasası ay- rıca, bu ayrıntılı hükümleri ile yasa koyucunun hareket alanını önemli ölçüde kısıtladığı ve ILO belgelerine uyumsuz düzenlemeler içerdiği için eleştirilmiştir. 75 Nitekim, 1992 yılında Anayasa’nın 51. maddesi- nin kamu görevlilerini de içerecek derecede geniş bir şekilde yorum- lanmasının mümkün olup olmadığına ilişkin olarak Danıştay’dan da- nışma görüşü istenmiştir. 76 Danıştay 1. Dairesi, bu talebe cevaben şu görüşe yer vermiştir: “…Anayasa’nın 51. Maddesinde kamu görevlilerinin sendika ve üst kuruluş kurma konusunda bir düzenleme yer almamış olmak- la birlikte Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)nün Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme (1948 Sözleş- mesi) ile Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşmenin onay- lanarak, kamu görevlileri de dahil olmak üzere herkese sendika hakkı kurma 73 Kemal Gözler, Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, II. Cilt, Ekin Yayınevi, 1. Bas- kı, Bursa 2011, s. 523-525. 74 Gülmez, 1961 Anayasası’nın gerekçesinin “Sosyal devlet, fertlere yalnız klasik hürriyetleri sağlamakla yetinmeyip, aynı zamanda onların insan gibi yaşamaları için zaruri olan maddi ihtiyaçlarını karşılamalarını da kendisine vazife edinen bir devlettir. Zamanımızın devleti, refah devleti, iktisaden zayıf olan kişileri bilhassa işleri bakımından başkalarına tabi olan işçi ve müstahdemleri, her türlü dar gelirlileri ve yoksul kimseleri himaye edecektir.” bölümüne binaen, 1961 Anayasası’nın insan haklarının bölünmezliği, bütünselliği ve karşılıklı bağımlılığı ilkesini çarpıcı ve açık şekilde ifade ettiğini belirtmiştir. 1982 Anayasası’nın sosyal haklar açısından ayrıntılı eleştirisi hakkında bkz. Mesut Gülmez, Uluslararası Anayasa Hukuku Kurultayı Bildirisi, Türkiye Barolar Birliği 2001, s. 142-148. 75 Kutal, “Uluslararası Çalışma Normları …”, s. 325; Gülmez, “Sendikal Haklar …”, s. 51. 76 Hatırlanacağı üzere Anayasa’nn 51. maddesi kapsamında sendikal hakların “çalı- şanlara” tanınması 2001 yılındaki 4709 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile yapılan Anayasa değişik- liği ile mümkün olmuştur. Danışma görüşünün talep edildiği 1992 yılında söz konusu hak madde metni uyarınca “işçilere” tanınmış bulunmaktaydı. Söz konu- su Anayasa değişikliği metni ve gerekçesi için bkz. http://www2.tbmm.gov.tr/ d21/2/2-0803.pdf , E.T.: 13.6.2017.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1