Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

12 Bireysel Başvuruda İkincillik İlkesi ve Denetim Yetkisinin Sınırları Sorunu Makalenin kapsamı, Sözleşmenin uygulanması nedeniyle AİHM ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ile hukuk doktrini ve Türk yargı mer- cileri arasında ortaya çıkan hukuki tartışmalar 5 etrafında denetim ala- nının belirlenmesi ve yetki sorunu ile sınırlıdır. B. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Devletlerin Yükümlülükleri AİHM’e göre Sözleşme, imzacı tarafların çıkarlarını temsil eden klasik tipte bir mukavele/sözleşme olmayıp, konusu ve ama- cı gereği taraf devletlere normatif mükellefiyetler yükleyen “yasa sözleşme”(traite normatif – law making treaty) niteliğindedir. Yine bu özelliği gereği Sözleşmenin, insan hakları temelinde Avrupa kamu düzenini oluşturan anayasal belge niteliğinden söz edilmektedir. 6 Üye devletler Sözleşmeye uygun hukuki düzenleme yapma ve AİHM içti- hatlarına uyulması 7 yükümlülüğü altındadır. 8 AİHM, Sözleşmenin ulusal hukuk üzerindeki etkisi açısından, ulusal hukuktaki kanun veya daha alt düzeydeki kurallar ile anayasa 5 Nitekim bireysel başvurunun yasalaşma sürecinde ve daha sonra da AYM’nin ilk kararlarını vermeye başladığı tarihlerde doktrinde, yüksek mahkemeler ile AYM arasında yetki tartışmalarının artarak sürebileceği öngörüsünde bulunulmuştur; Fazıl Sağlam, “Anayasa Şikayeti Kurumunun Türk Hukukuna Kazandırılması İle İlgili Sorunlar ve Çözüm Olanakları”, Anayasa Yargısı İncelemeleri I , AYM Yayınları, Ankara 2006, s. 96; Korkut Kanadoğlu, “Bireysel Başvuruda Mahkeme Kararlarının Denetiminin Kapsamı”, Güncel Hukuk Dergisi , Eylül 2013, S. 9-117, (s.24-27), s. 20. 6 Şeref Gözübüyük/Feyyaz Gölcüklü, AİHS ve Uygulaması, Turhan Kitabevi, 10. B. Ankara 2013, s. 15. 7 Sözleşmenin 1. maddesi ile Sözleşmedeki temel hakların tüm akit devletler ta- rafından güvence altına alınması yönünde getirilen yükümlülük, “Sözleşmenin mutlak üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi”ne dayandırılmaktadır; bkz. Zühtü Ars- lan, Anayasa Teorisi, Ankara 2005, s. 220. Ayrıca Sözleşmenin 46. maddesi uya- rınca sözleşmeci taraflar, bütün davalarda AİHM’nin verdiği kesin kararlara uy- mayı taahhüt etmişlerdir. 8 Devletlerin yükümlülüğü, Sözleşmedeki hakları güvence altına almak noktasın- dadır. Bu güvence; Sözleşmenin iç hukukun bir parçası haline getirilmesi veya bu yapılmaksızın iç hukukun Sözleşme standartlarına uygun biçimde düzen- lenmesi yollarından biriyle gerçekleştirilebilir; Harris, D.J./O’Boyle, M./Bates, E.P/Buckley, C.M, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukuku, Avrupa Konseyi Yy. Şen Matbaa, Ankara 2013, s. 25. Ayrıca bkz. Varga ve diğ./Hungary, B. No: 14097/12, 45135/12, 73712/12, 34001/13, 44055/13 ve 64586/13,  10.03.2015, par. 94. Türkiye’de ise Anayasa’nın 90/son maddesi uyarınca usulünce onaylanıp yürürlüğe giren Sözleşme hükümleri doğrudan iç hukukun parçası olmakta ve mahkemeler de bu hükümleri doğrudan uygulanabilir bulmaktadır; bkz. dipnot 16’daki kararlar.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1