Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

21 TBB Dergisi 2018 (135) Hasan Tahsin GÖKCAN Sözü edilen niteleme, bu tür başvurularda bireysel başvurunun iç hu- kuktaki kanun yolu gibi görülmesinden hareketle ‘ kanun yolu şikâyeti ’ olarak da adlandırılmaktadır: “AİHM’in görevi, taraf devletlerin Sözleşmeyle üstlendikleri yükümlü- lüklere uygun davranmalarını sağlamaktır. Ulusal mahkemeler tarafından yapılan maddi vakıalara ilişkin hatalar ve hukuki hataları ele almak Mahke- menin görevi değildir. Bu bağlamda AİHM, ulusal mahkemelerin aldığı ka- rarlarla ilgili olarak bir temyiz merci veya dördüncü derece mahkemesi gibi hareket edemez. ” 50 Takdir alanı doktrini ve ikincillik ilkesi gereği, iç hukukta görülen bir davada uygulanacak kanun hükmünün yorumu, delillerin değer- lendirilmesi, davaya bağlı bir maddi olgunun kanıtlanması ve sonu- cun ne şekilde olacağı hususlarında kural olarak ulusal mahkemeler yetkilidir. Yargılama sürecinde mahkemeler hata yapmış da olabilir. AİHM, iç hukuktaki hukuka aykırılıkları düzeltme organı değildir. Bu noktada konu Sözleşmenin 6. maddesine gelmektedir. AİHM kararlarında, adil yargılanma hakkının uyuşmazlığın esası ve sonucuyla ilgili değil, usule dair bir hak tesis ettiği kabul edilmek- tedir. 51 Diğer bir anlatımla, Sözleşmenin 6. maddesi yönünden yargı- lamanın sonucunu ilgilendiren maddi adillik değil, sonuca ulaşılır- ken yargılama sürecinde izlenen yöntemin adil olup olmadığı (usuli adillik) konusu güvence içinde görülmektedir. 52 Milli mahkeme kara- rındaki hukukun uygulanması veya vakanın tespitine ilişkin hatalar, Sözleşmede tanınan usuli güvencelerin üzerinde etkili olmadığı takdir- Karmaşık ve zorlama şikâyetler, 4- Dördüncü derece türü (kanun Yolu) şikâyetler şeklinde belirtilebilir. Dolayısıyla, dördüncü derece türü şikâyet olmasa dahi bir başvuru, kanıtlanamadığı için de “açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemezlik” kararı ile sonuçlanabilir. Bu nedenle, aslında adil yargılanma hakkı- nın usulüne (örneğin çelişmeli yargılanma hakkı veya aleni yargılanma ilkesine) ilişkin bir başvuru olmakla birlikte, içerik olarak iddialar temelsiz ise, dördünce derece türü başvuru olarak değil, kanıtlanamamış başvuru olması nedeniyle ka- bul edilemezlik kararı verilir. 50 Kemmache/Fransa, B. No: 17621/91, 24.11.1994, par. 44; Melnychuk/Ukrayna, B. No: 28743/03, 5.7.2005; Salim Küçük, “Açıkça Dayanaktan Yoksunluk”, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Usulü ve Kabul Edilebilirlik Kriterleri, (Editörler: Hüseyin Turan, Recep Kaplan, s. 187 - 234) AYM Yayınları Ankara 2015, s. 197. 51 Harris/O’Boyle/Bates/Buckley, 2013, s. 204. 52 Serdar Gülener, “Mukayeseli İnsan Hakları Hukukunda Temyiz Merci Şikâyetlerinin İstisnai Bir Alanı Olarak Keyfilik Kriteri”, Bireysel Başvuru İnceleme- leri 1 , Anayasa Mahkemesi Yayınları, (s. 53-87), Ankara 2013, s. 68.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1