Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

219 TBB Dergisi 2018 (135) Fahri Gökçen TANER Bunun nedeni, yukarıda belirtildiği gibi, diğer hukuk yolları tüketil- meksizin Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasıdır. Zira Mahkeme’ye göre bu başvurularda hukuk davası açılması daha etkili bir giderim yoludur. 92 Bu başvuruların bir kısmında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş, bir kısmında ise idarenin ceza soruşturmasına izin verme- mesi ve bu kararın idare mahkemesine açılan dava sonucunda ke- sinleşmesi üzerine Cumhuriyet savcılığı tarafından evrakın işlemden kaldırılması kararı verilmiştir. Bu karar, kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla aynı nitelikte olmasa da, sonuç olarak soruşturmanın orta- dan kalkmasına yol açmaktadır. c. Şeref ve itibarın korunması hakkının ihlali (hakaret) iddiaları bakımından Yukarıda, hakaret suçu bağlamında adil yargılanma hakkına iliş- kin olarak yapılan başvuruların, Mahkeme’nin benimsediği anlayış uyarınca sonuçsuz kalmaya mahkûm olduğu açıklanmıştı. Bu başlık altında ise konu, hakaret suçuyla korunan hukuki menfaatin anaya- sal güvencesi olan şeref ve itibarın korunması hakkının ihlali ve etkili soruşturma yükümlülüğü bağlamında ele alınacaktır. Mahkeme’nin bu bağlamdaki yaklaşımı yukarıda incelenen taksirle ölüme sebebi- yet verme ve psikolojik taciz olaylarıyla paraleldir. Dolayısıyla şeref ve itibarının korunması hakkı bağlamında (Anayasa’nın 17. maddesi) başvurucu kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla karşılaşmışsa, diğer etkili iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiği içtihat edilmektedir. 93 Bu durum Genel Kurul tarafından 2017 yılında karara bağlanan Mus- tafa Tepeli başvurusunda net bir şekilde açıklanmıştır: “23.Türk hukukunda mevcut başvuruya benzer şekilde hakaret fiili ile bi- reylerin şeref ve itibarlarına müdahale edildiği durumlarda hem cezai hem de hukuk dava yolu kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik hâle gelen içtihatlarında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin sözlü ya da yazılı 92 I. Y. başvurusu, § 44; Emel Leloğlu başvurusu § 41. 93 Bu konuda çok sayıda başvuru vardır. Çeşitli yıllarda karara bağlanan örnek başvurular için bkz. Adnan Oktar başvurusu (2), B. No: 2013/514, T. 2.10.2013; Osman Nihat Şen başvurusu, B. No: 2014/16517), T. 9.6.2016; Fetullah Gülen baş- vurusu (3), B. No: 2014/8951, T. 20/7/2017; Osman Hilmi Özdil başvurusu, B. No: 2014/14934, T. 22/6/2017.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1