Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

222 Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına Karşı Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: ... V. İHLAL KARARININ SONUÇLARI AİHM’nin etkili soruşturma yapılmadığı yönünde bir ihlal kararı vermesi halinde, bunun sonucunun ne olacağına yönelik düzenleme CMK’nın 172. maddesine 6459 sayılı Kanun’la 2013 yılında eklenmiştir: “(3) (Ek: 11/4/2013-6459/19 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin AİHM’nin kesinleşmiş ka- rarıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.” Bu düzenleme AİHM kararının sonuçlarının ortaya konulma- sı açısından son derece yerinde olmuştur. Ancak soruşturma yapıl- masının talebe bağlanması yerinde değildir. 98 Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin bu tür bir karar vermesi halinde bunun sonucunun ne olacağı konusunda, bireysel başvuru kurumu yürürlüğe girdikten sonra CMK’da bir değişikliğe gidilmemiştir. Kanımızca bu tür bir de- ğişiklik gerekli de değildir. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuru- luşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinde yer alan düzenleme bu anlamda yeterlidir: “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildi- ğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenle- re hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.” Anayasa Mahkemesi etkili soruşturma bağlamında ihlal kararı verdiğinde, gereği yapılmak üzere dosyanın ilgili başsavcılığa gönde- rilmesine karar vermektedir. Bu noktada elbette akla gelebilecek bir diğer soru, söz konusu kararların gereklerinin yerine getirilip getiril- mediğidir. Anayasa’nın 153/6. maddesi uyarınca “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Görüldüğü üzere Anayasa hükmü son derece açık olup, kararın muhatabına her- hangi bir takdir yetkisi bırakmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu ma- kamın kararın gereklerini, hukuka uygun bir şekilde çizeceği bir yolla yerine getirmesi zorunludur. Belirtmek gerekir ki bu sorun, Anayasa Mahkemesi’nin tüm bireysel başvuru kararları bakımından varlığını 98 Soyer Güleç, s. 1450.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1