Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

239 TBB Dergisi 2018 (135) Merve Nur YILMAZ gın kullanım ve diğer şartların sağlanmasıyla birlikte bir uluslarara- sı teamül hukuku kuralına dönüşmesi 13 ve uluslararası hukukun asli kaynakları arasında daha öncelikli bir konuma geçmesi söz konusu olabilir. Doğal kaynakların kullanımı hakkında hakkaniyeti esas alan bir sınır oluşturan hakça kullanım ilkesinin de bu noktada uluslararası çevre hukukunda bir teamül kuralı teşkil edip etmediğini ele almak gerekir. Bilindiği üzere, teamül kuralının oluşabilmesi için biri maddi unsur (state practice), diğeri ise manevi unsur (opinio juris sive necessita- tis) olan iki temel şartın sağlanması gerekir. Maddi unsur olarak devlet uygulamaları, devletlerin, uluslararası örgütlerin ve hatta bireylerin eylem ve uygulamalarının etkin olduğu bir kavramı; 14 manevi unsur ise maddi unsuru oluşturan eylemlerin, devletler hukuku kurallarının bir gereği olarak ve aksine hareketin sorumluluk doğuracağından ha- reketle gerçekleştirilmesini 15 ifade eder. Sınıraşan suların ulaşım dışı amaçlarla kullanımına ilişkin olarak, hakça kullanım esası benimsenene kadar farklı devlet uygulamaları gelişmiştir. Nehrin kıyıdaşlar arsında eşit paylaştırılması, nehir sula- rının kararlaştırılan oran dâhilinde kullanma veya kararlaştırılan oran dâhilinde kullanım yerine belirli bir zaman aralığı ya da mevsim za- manları seçilerek paylaşımın belirlenmesi gibi. 16 İlerleyen süreçte hak- ça kullanım ilkesi, sınıraşan suların ulaşım dışı amaçlarla kullanımına ilişkin andlaşmalarda ve bu noktada çıkan uyuşmazlıkların çözümün- de temel alınmaya başlanmıştır. İlk olarak ABD ile Meksika Rio Grande Nehri uyuşmazlığında bir hukuk kuralı olarak değil ancak pratik bir tadır. Bu görüşler hakkında bkz. Pazarcı, s. 115. Hakça ilkeleri hakkaniyet ile eş tutan görüşler, hakça ilkeleri; pozitif hukukun dışındaki unsurların hesaba katıl- ması olarak görmektedirler. Acer ve Kaya, s. 40. 13 Oluşum yöntemleri birbirinden farklı olduğundan hakça ilkeler ile yapılageliş ku- rallarının birbirinden ayrı tutulması gerekir. Acer ve Kaya, s. 39-40. Yine de bizce uluslararası nitelikli bazı hukuki meselelerin çözümünde bu ilkelerden hareketle somut olaya uygun düşecek uygulamalar geliştirilebilir; bu uygulamalar yaygın bir hale gelerek teamül hukuku kuralı haline gelebilir. Nitekim sınıraşan suların ulaşım dışı amaçlarla kullanımı konusunda; hakça ilkelerden biri olarak kabul edilebilecek olan hakça kullanım ilkesini bu kapsamda düşünmek gerekir. Daha önce bahsedildiği üzere teamül hukuku kurallarının temelinde hakça ilkeler yer almalıdır. 14 Acer ve Kaya, s. 32; Aksar, s. 66; Bozkurt, Kütükçü ve Poyraz, s. 75-76; Pazarcı, s. 104. 15 Acer ve Kaya, s. 34; Aksar, s. 74; Bozkurt, Kütükçü ve Poyraz, s. 76-77. Pazarcı, s. 106. 16 Dülger, s. 30.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1