Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

26 Bireysel Başvuruda İkincillik İlkesi ve Denetim Yetkisinin Sınırları Sorunu kun yorumlanıp uygulanmasıyla ilgili hukuki sorunlar incelenemez. AİHM, kural olarak ulusal mahkemenin bu konudaki yorumunu te- mel alarak başvuruyu değerlendirir. Bu nedenle, mevzuatın yanlış yo- rumlandığına yönelik başvurular, AİHM tarafından kanun yoluşika- yeti niteliğinde görülür. 66 cc- Delillerin değerlendirilmesi : Başvuruya konu davada ileri sürü- len delillerin kabul edilebilirliğine veya değerlendiriliş biçimine ilişkin ulusal mahkemenin kabulü, maddi vakanın oluş biçimiyle ilgili kanıyı ve davanın sonucunu etkilemektedir. Fakat takdir alanı ve ikincillik ilkesi gereği bu konudaki ulusal mahkemenin takdiri, bireysel başvu- ruda denetlenemez. Aslında burada denetlenemez olan hakimin de- ğerlendirme yetkisi değil, vicdani delil sistemine bağlı olarak ortaya çıkan hakimin vicdani kanaatidir. 67 Nitekim vicdani kanaat yargılama- sı yapma yetkisi yalnızca maddi sorunu çözmeye yetkili mahkemeye aittir. Bu nedenle temyiz denetiminde dahi vicdani kanaat denetimi yapılamaz. Buna karşın vicdani kanaata ulaşma sürecinde delil araç- larının ikamesinde ortaya çıkan usul hataları veya delillerin değerlen- dirilmesinde yapılan mantık/gerekçe hataları ise tutanak üzerinden kanun yolunda denetlenebilir. 68 Bu durumda hakimin vicdani kanaati, bireysel başvuru denetimini sınırlayan bir etkiye sahiptir. Delil de- ğerlendirmesinin hukuka aykırı ve hatalı biçimde yapıldığına ilişkin bireysel başvurular da AİHM tarafından, (başvurucunun yargılama sürecinde delil ileri sürme ve karşı delile itiraz etme imkânı bulmuş olması şartıyla)kanun yolu şikâyeti olarak değerlendirilmektedir. 69 66 bkz.Göktaş /Türkiye, B. No : 66446/01, 29 Kasım 2007, par. 32-34, 67 Hukukumuzda ceza yargılamasında vicdani delil sistemi (CMK 217/1), hukuk yargılamasında ise kanundaki istisnalar (HMK 200, 205) dışında serbest delil sis- temi (HMK 198) kabul edilmiştir. Vicdani delil sisteminde hakimin yargılama so- nunda tüm delilleri değerlendirip (suçsuzluk karinesi ve şüphenin sanık lehine yorumlanması ilkeleri doğrultusunda) şüphesini yenerek ulaştığı kanaat, vicdani kanıyı oluşturur. Bu anlamda Feyzioğlu’nun ifade ettiği üzere AİHS kapsamında masumiyet karinesi ve adil/dürüst yargılama ilkelerinin benimsenmesi, sözleş- meci devletleri vicdani kanaatin de içinde olduğu dürüst yargılanma hakkı ortak paydasında buluşturmuştur; Metin Feyzioğlu, Ceza Muhakemesinde İspatın Öl- çütü Olarak Vicdani Kanaat, İstanbul 2015, s. 78. Yazar vicdani kanaat kavramı- nın günümüzde evrenselleştiğini ve hukukun genel ilkesi niteliğini kazandığını belirtmektedir; Feyzioğlu, s. 79. Hukuk yargılamasında geçerli serbest delil siste- minde de hakimin delilleri değerlendirme sürecinin adil yargılanma hakkı ilkeleri doğrultusunda gerçekleşmesi gerekmektedir. 68 Feyzioğlu, s. 182, 303. 69 Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6.12.1988, par. 68.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1