Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

284 İstinaf Yargılaması kavramların özümsenmesiyle, yargılama sürecine dahil olan herkesin üzerine düşeni yapmasıyla, bu aykırılık algısına dair tereddütler de ortadan kalkacaktır. BAM’ın duruşma yapmadan, istinaf başvurusunun reddine ka- rar verebilmesi için, dosyanın tekemmül etmiş olması yani ilk derece mahkemesi tarafından toplanan delillere göre, istinaf talebinde bulu- nan tarafın itirazının incelenerek, bir kanaate varılmasının mümkün bulunması zorunludur. İstinaf başvurusunun reddi kararı, temyiz incelemesindeki ona- ma kararına benzemekle birlikte, aynı tür karar değildir. Dolayısıyla, terminoloji bakımından yanlış ifadelerin yerleşmesinin önüne geçmek için, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden huku- ka uygun olduğu sonucuna ulaşılması halinde verilecek karar, “onama kararı” olarak adlandırılmamalı; “istinaf başvurusunun reddi” kararı olarak nitelendirilmelidir. 93 • Kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve gerekçe ha- tası: -Bu bent kapsamında, BAM’ın duruşmasız şekilde, davanın esa- sıyla ilgili olarak karar verebilmesi için, ilk derece mahkemesinin yaptığı yargılamada bir yanlışlık bulunmamakla, yargılama usulüne uygun şekilde eksiksiz tamamlanmakla birlikte; kanunun olaya uygu- lanmasında hata edilmiş olması ve hatanın düzeltilmesinde, yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması gerekmektedir. -Bu başlık altında, duruşmasız karar verilecek ikinci durum ise, ilk derece mahkemesi kararının doğru olmakla birlikte, gerekçesinde hata edilmiş olmasıdır. Böyle bir durumda, kararın gerekçesindeki hata, is- tinaf mahkemesince duruşmasız düzeltilecek; kararsa aynen muhafa- za edilecektir. Bahsedilen iki durumun varlığı halinde, verilecek karar, başvuru- nun tümden reddi olamaz; başvuru ya tümüyle ya da kısmen kabul edilmelidir; kararın icrasında karışıklığa sebep olmamak için de ilk de- rece mahkemesi kararı üzerinde düzeltme yapmak suretiyle hüküm 93 Albayrak/Arslan, s.157.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1