Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

32 Bireysel Başvuruda İkincillik İlkesi ve Denetim Yetkisinin Sınırları Sorunu dadır. Buna karşın bireysel başvuruda AYM’nin güvenceleri sağlama yetkisi ikincil niteliktedir. Bu bakımdan, bireysel başvuruda AYM’nin yetki alanının çizilmesinde takdir alanı doktrini yerine ikincillik ilke- sinden hareket edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Bu an- lamda ikincillik ilkesi bağlamında mahkemelerin ‘yetki alanı’ndan söz edilebilir. Bireysel başvuruya iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilmesinin (ikincillik ilkesi) gereği olarak, anayasallık de- netiminde elbette derece mahkemelerinin hukuku yorumlama, delil değerlendirme ve uyuşmazlığın sonucu hakkında karar verme yetkisi esastır. Anayasa Mahkemesi de kural olarak derece mahkemesinin bu konulardaki tespit ve kararlarını esas almalıdır. Nitekim uygulamada AYM tarafından kabul edilemez bulunan başvuruların büyük bir ço- ğunluğunda esas mahkemelerinin kabul ve tespitleri temel alınarak, kanun yolu şikâyeti nitelemesiyle başvuru reddedilmektedir. AYM ile adli-idari yargı yerleri arasındaki yetki sınırının belirlen- mesi sorunu Alman doktrinini de meşgul etmiştir. Alman doktrininde Schuman ve Starck tarafından önerilen ölçüte göre, anayasa şikaye- tinin konusu norm denetimine benzetilerek bir yasa gibi değerlendi- rilmelidir. Bu anlamda nasıl ki norm denetiminde yasa koyucunun genel yetkisi kapsamında anayasaya aykırı bulunmayan yasa yapma yetkisi bulunmakta ve denetimde anayasaya uygunluğun değil, ay- kırılığın tespiti yapılmaktaysa, kişisel başvurular incelenirken de her türlü hukuk hataları değil, yalnızca anayasaya aykırılık oluşturanlar incelenebilir ve ihlal edilebilir bulunmalıdır. Anayasaya aykırılığın bulunmadığı haller mahkemelerin yetki alanı içinde görülmelidir. Di- ğer bir görüşe göre yetki sınırının, mahkemeler ile anayasa şikayetini inceleyen AYM’nin işlevleri açısından tayin edilmesi sorunu daha iyi çözebilecektir. Belirtilen mercilerin yetki alanları çerçevesinde ne ka- dar yetkili oldukları tayin edilmelidir. 84 Alman Federal Anayasa Mahkemesi de 1952 ila 1958 yılları ara- sında verdiği kararlarda Henk Formülü olarak adlandırılan bir ölçütü kullanmıştır. Mahkeme kimi kararlarında bu sınırı çizmek için işlevsel yaklaşımla “anayasa şikayetinin anlamı”, “Anayasa Mahkemesinin özel görevi” gibi ifadeler kullanmış, kimi zaman da anılan formülü içeren; “Anayasa Mahkemesinin bir mahkemece verilmiş yanlış bir 84 Sağlam, 2006, s. 96-100.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1