Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

361 TBB Dergisi 2018 (135) Talya Şans UÇARYILMAZ meye bağlanmış olması dahi gerekmediği ve bundan ötürü genel bir hukuk ilkesi olarak değerlendirilmesi gerektiği de öğretide savunul- maktadır. 137 Dürüstlük kuralı hem borçlu hem de alacaklıya yüklenmiş olan ve hukuki işlemler ile kanundan doğan hak ve borçların kapsamı- nın belirlenmesinde büyük rol oynayan bir prensip olup özellikle söz- leşmelerin yorumu, tamamlanması, düzeltilmesi ya da yan edimlerin belirlenmesi bakımından günümüz borçlar hukuku uygulamasında önem taşımaktadır. 138 Dürüstlük kuralı Türk Medenî Kanunu (TMK)’nun 2. maddesi uyarınca düzenlenmektedir. Buna göre “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Dürüst- lük kuralının ne olduğu hakkında ise kanunda herhangi bir belirle- me yapılmamıştır. Dürüstlük kuralı muğlak ve esnek bir yapıya sahip olduğundan ancak karşıt anlamlarının tespitiyle tanımlanabilecek ve spesifik uygulamaların çeşitliliği sayesinde anlaşılabilecektir. 139 Örne- ğin maldaki ayıbı hileli olarak gizleyen bir satıcının varlığı, bona fides gereği “maldaki maddi gerçekleri bütünüyle açıklamak” gerektiği so- nucuna varılmasını sağlayacak; keyfi olarak sözleşmeyi sona erdirme yetkisini kullanan birinin varlığı da “sözleşmenin bona fides uyarınca sebepsiz yere sona erdirilemeyeceği” kanısına varılması sonucunu fides’in emrediciliğini ifade ettiği kabul edilmektedir. Dürüstlük kuralının uygu- lanmasının taraflarca kararlaştırılarak bertaraf edilebilip edilemeyeceği sorunu ise kuralın kamu düzenine ilişkin sayılıp sayılmayacağı ile ilgili olup hâkim görü- şe göre bona fides kamu düzeni ve genel ahlak ile ilişkili saydığından bu hükmün uygulanmayacağı kararlaştırılamamaktadır. Keza PECL 1.201. ve UNIDROIT il- keleri 1.7. maddeler uyarınca da tarafların bona fides’i sözleşme ile bertaraf ede- meyecekleri düzenlenmektedir. YHGK 12.05.1965, 5-D-4/203. Andreas Von Tuhr, (çev. Cevat Edege) Borçlar Hukuku, Cilt I-II, Yargıtay Yayınları, Ankara, 1952, s. 53. Gallo. Op. Cit. s. 647. Harry Flechtner, “Comparing the General Good Faith Provisions of the PECL and the UCC: Appearance and Reality”, Pace International Law Review, C. 13, S. 2, 2001, s. 296-336, s. 306. Ole Lando, “CISG and Its Followers: A Proposal to Adopt Some International Principles of Contract Law”, American Journal of Comparative Law , S. 35, 2005, s. 379-401, s. 391 137 Nami Barlas, “Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağının Alman Medeni Kanunundaki Düzenleme Tarzı ve Eleştirisi”, İÜHFD , C. 55, S. 3, 1997, s. 191-208, s. 200 138 Akyol. Op. Cit. s. 6. Whittaker ve Zimmermann. Op. Cit. s. 13 139 Robert Summers, “The Conceptualisation of Good Faith in American Contract Law: A General Account” (ed. Reinhard Zimmermann ve Simon Whittaker) Good Faith in European Contract Law, Cambridge University Press, Cambridge, 2000, s. 127

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1