Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı
372 Roma Hukukunda Sözleşmesel Bona Fides (Dürüstlük Kuralı) Kavramı ve Çağdaş Hukuka Etkisi Çağdaş hukukta da sözleşmenin kurulmasıyla çeşitli yan edim yükümlülüklerinin doğduğu kabul edilmekte olup bunların bir kısmı doğrudan dürüstlük kuralından doğmaktadır. 189 Keza taraflar arasın- da sözleşmenin kurulması ile ya da salt işlem temasından dolayı ikincil nitelikte bağımsız bir güven ilişkisi meydana gelmekte ve bu ilişkiden dürüstlük kuralına dayanan ve bona fides ’ten doğan yan borçların bir kısmını oluşturan çeşitli koruma ya da davranış yükümlükleri doğ- maktadır. 190 Türk-İsviçre hukukunda olduğu gibi, Alman hukukunda da büyük önem taşıyan güven ilişkisi ve güven ilişkisinden doğan koruma yükümlülükleri ( Schutzpflichten) dürüstlük kuralı gereğince sözleşmenin içeriğinde zımnen mevcut olduğu varsayılan yükümlü- lüklerdir. 191 Bilgi verme, gerçek anlamda koruma, katılma ve işbirliği yükümlülükleri gibi koruma yükümlülükleri Kıt’a Avrupası’nda ku- ralların kraliçesi bona fides ’e dayanmaktadır .192 UNIDROIT ilkeleri 5.1.2. madde de tarafların borçlarının açık ola- rak belirlenebileceği gibi zımnen de söz konusu olabileceğini, böylesi zımni borçların ise sözleşmenin doğası ve amacı, taraflar arasında sü- regelen teamül ve uygulamalar, dürüstlük kuralı ve “dürüst iş yap- ma” ile makullük olgularından doğabileceğini düzenlemektedir. Keza PECL 6.102. madde uyarınca da bir sözleşmenin zımni olarak bazı hükümler içerebileceği ve bunların sözleşmenin doğası ve amacı ile bona fides’ ten kaynaklanabileceği düzenlenmektedir. Her ne kadar bu CISG’de yer almayan bir düzenleme olsa da öğretide PECL’in küresel sözleşme hukukunun genel ilkelerini düzenlediği, bona fides ’in ise bun- lardan birisi olduğu yorumu yapılmaktadır. 193 189 Anke Sessler, Die Lehre Von Der Leistungsstörngen: Heinrich Stolls Bedeutung für die Entwicklung des Allgemeinen Schuldrechts, Duncher & Humbold, Berlin, 1994, s. 26 190 Esasında bona fides’in borç doğurucu işlevi, tamamlayıcılık işlevi ile büyük oran- da örtüşmektedir. Öte yandan bu işlevler çağdaş hukuklarda farklı kurallara vü- cut verdiğinden ayrı ayrı ele alınmaktadır. Çiğdem Kırca, Bilgi Vermekten Dolayı Üçüncü Kişiye Karşı Sorumluluk, BTHAE, Ankara, 2004, s. 112. Akyol. Op. Cit. s. 45. Oğuzman ve Barlas. Op. Cit. s. 293 191 Akyol. Op. Cit. s. 46-47. Karl Larenz, Lehrbuch des Schuldrechts, Band 1: Allege- meiner Teil, C.H. Beck, München, 1987, s. 10. Eren. Op. Cit. s. 41 192 Karabağ Bulut. Op. Cit. s. 68. Whittaker ve Zimmermann. Op. Cit. s. 19. Gallo. Op. Cit. s. 617-621. Eren. Op. Cit. s. 41 193 Bonell. Op. Cit. s. 251. Vogenauer. Op. Cit. s. 541. John Felemegas, “Comparative Editorial Remarks on the Concept of Good Faith in the CISG and the PECL”, Pace International Law Review, C. 13, S. 2, 2001, s. 399-406, s. 404
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1