Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı
428 İş Yargısında “Arabuluculuk” prensibi içerisinde gizli bilgileri ifşa olmadan ve yargılamanın o itibar zedeleyici sürecini yaşamadan işçilerle barışçıl bir çözüm içerisinde uyuşmazlığı çözebilecekleri bir sistemin öngörülmüş olması kanaati- mizce son derece yerindedir. 70 İşçi ve işveren arasındaki bazı uyuşmazlıklar bakımından, tarafla- rın dava açmadan önce arabulucuya başvurması dava şartı olarak zo- runludur. Ancak tarafların serbest iradeleriyle yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma zorunluluğu bulunmamaktadır. Arabulucu- da anlaşılamaması halinde tarafların mahkeme huzurunda haklarını aramaları mümkündür. Bu sebeple arabulucuya başvurulmuş olması- nın bir dava şartı olarak öngörülmesi, Anayasa’nın 36 ncı maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin ihlali anlamına gelmemektedir. 71 Alman Federal Anayasa Mahkemesi’nin 14.02.2007 tarihli kararın- da 72 zorunlu arabuluculuğa ilişkin düzenlemenin anayasaya uygun- luğuna ve devlet yargısına nazaran öncelik verilmeye değer olduğu belirtilmiştir. 73 Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin E: 2012/94, K: 70 Odaman/Karaçöp, agm s.64. 71 7036 sayılı Kanun Gerekçesi, İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı, Esas Numarası: 1/850. s.5-6.; “Arabuluculuk, kanunda iradi bir yöntem olarak tanımlanmıştır. Buna göre taraflar arabuluculuk sürecini başlatmak, sürdürmek ve sonlandır- mak konusunda serbesttirler. Taraflar arabuluculuk sürecini devam ettirmek ko- nusunda zorlanamazlar. Arabuluculuk faaliyetinin sona ereceği haller kanunun 17. maddesinde sayılmıştır. Eğer arabuluculuk süreci bir sonuca bağlanmazsa, taraflar arabuluculuk sürecinden çekilebilecekleri gibi, arabulucu da daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğuna kanaat getirirse bu durumun tespiti ile arabuluculuk faaliyeti sona erecektir.” (Olgu Özdemir, “Bireysel İş Uyuşmazlık- larında Arabuluculuk”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, S: 74 (Prof. Dr.Fevzi Şahlanan’a Armağan Özel Sayısı), İstanbul 2016, s.609) 72 Alman Federal Anayasa Mahkemesi’nin 14.02.2007 tarihli kararına göre; Kanun koyucu çekişmeli yargılama öngörmek zorunda değildir. Uyuşmazlığın çözümü- nü hızlandırmak, hukuk barışını desteklemek veya devlet mahkemelerini rahat- latmak için kanun koyucu, ihtilafın uzlaşmayla çözülmesini teşvik de edebilir. Ancak tamamlayıcı olarak devlet mahkemelerinden karar elde edilmesi yolu açık kalmalıdır. Baştan ihtilaflı bir meselenin uzlaşma yoluyla çözülmesi, esas itibariy- le bir hukuk devletinde de mahkeme kararına göre öncelik verilmeye değerdir. Zorunlu arabuluculuğun sisteme dâhil edilmesi, anayasal açıdan tereddütsüz bir şekilde medeni yargının iş yükünün azaltılmasını hedeflemektedir. Bunun ötesin- de uyuşmazlıklar, anlaşma sağlanması yoluyla daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde çözümlenmekte ve yargısal usulle elde edilemeyen daimi hukuk barışına katkı sağlanmaktadır. 73 Evrim Erişir, “Arabuluculuk Müessesesinin Anayasa’ya Uygunluğuna ve Devlet Yargısına Nazaran Öncelik Verilmeye Değer Olduğuna İlişkin 14.2.20107 Tarihli Alman Federal Mahkemesi Kararı”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergi-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1