Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

463 TBB Dergisi 2018 (135) İlke GÖÇMEN / Harun KESKİN Eglītis ve Ratnieks’e göre ise uçuş iptalinin gerçek sebebi İsveç hava sahasının kapanması değil, ilgili uçuşun ekibinin onaylanmış çalışma saatlerinin dolmasıdır. Temyiz mahkemesi, bu arka planda, ABAD’a ön karar başvurusu yapmış ve öz olarak şu soruyu yöneltmiştir: Bir havayolu taşıyıcısı, olağanüstü hallere karşı önlem almak için uygu- laması gereken makul tedbirler kapsamında, mümkünse olağanüstü haller sona erdikten sonra uçuşu icra edebilmek için planlanan kalkış zamanından sonra belirli asgari bir “rezerv zamanı” temin etmek adı- na kaynaklarını zamanında organize etme yükümlülüğü altında mı- dır? Eğer cevap evet ise bu “rezerv zamanı” uçuş tehiri ile ilgili madde temelinde belirlenebilir mi? ABAD, Eglītis and Ratnieks kararıyla birlikte “tüm makul tedbir- ler” kavramını yorumlamıştır. ABAD’a göre 56 bir hava taşıma işlet- mesi, olağanüstü hallerden kaçınmak için tüm makul tedbirleri alma yükümlülüğü olduğundan, uçuşu organize etme aşamasında bu tür hallerin meydana gelişi ile bağlantılı tehir riskini de makul surette göz önüne almalıdır. Dolayısıyla o hava taşıma işletmesi, mümkünse olağanüstü haller sona erdikten sonra uçuşu icra edebilmesine imkân tanıyacak belirli asgari bir rezerv zamanı temin etmelidir. Bununla bir- likte, tüm hava taşıma işletmeleri için veya tüm olaylarda genel ola- rak uygulanacak tek bir rezerv zamanı söz konusu olmadığı gibi, uçuş tehiri ile ilgili maddedeki süreler de bu bakımdan dikkate alınamaz. Öte taraftan, talep edilen rezerv zamanının uzunluğu, hava taşıma iş- letmesinin alakalı zamanda işletmesinin kapasitesi ışığında taşımayı kendisi için çekilmez hale getirecek fedakârlıklar yapmasına yol açıyor olmamalıdır. 57 261/2004 sayılı Tüzük uçuş iptalinin yanı sıra uçuş tehiri halinde de havayolu yolcularına belirli haklar tanımaktadır. 2.3. Uçuş Tehiri (6. Madde) Bu başlıkta uçuş tehiri önce tanımlanacak, sonra da uçuş tehiri halinde hava taşıma işletmesine yüklenen yükümlülükler üstünde durulacak, en son olarak da bu hal ilgili ABAD kararları ışığında ele alınacaktır. 56 Ibid, paras 22–37. 57 Konuyla ilgili bir başka tespit için bkz. Pešková and Peška, dn. 53, para 48.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1