Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

497 TBB Dergisi 2018 (135) Saba ÖZMEN yeti hükümleri olarak uygulanır .” şeklindeki kuralı gereği anılan çoğun- luğun ikameti yasal olarak sürdürülmekte iken karara konu Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarında 24 yıl sonra taşınmazın mülkiye- tinin iade zorunda kalınması gerçekten kan dondurucu nitelikte olup dayandığı temeller itibariyle tamamen hukuka aykırıdır. 4 Kararla varılan bu noktada inşaatın tamamlanma niceliği olan %90-95 seviyeleri aşılarak yapı kullanma izin belgesi alınmamasına dayalı ileriye etkili olmaksızın sözleşmeden dönme sonucu sözleşme- nin baştan itibaren geçersiz hale geldiğinin kabulüyle bu yöndeki ka- rarların verilmesi, bu kararın duyulmasıyla birlikte üzücü sonuçlara yol a çac ak niteliktedir . Şöyle ki, yukarıda andığımız KMK m. 17/son hükmündeki değişiklik ile yapı kullanma izin belgesi olmasa da ba- ğımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa kat mül- kiyeti hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir. Ülke- mizde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi sonucu yapılan inşaatlarda yapı kullanma izin belgesinin alınmamış olması adeta kural halini bu hüküm sayesinde almıştır. Hal böyle olmakla, bu tür bağımsız bölüm- lerin kat irtifakı tapusu ile defalarca el değiştirmiş olması gerçeği kar- şısında bu kararı emsal alan davaların açılmaya başlanması halinde yaratacağı olumsuz sonuçların tehlikesine işaret etmek istiyoruz. Bu yönde eleştirilerimize muhteşem zekâ ürünü Roma hukukun- dan gelen ilkelere ve TMK ve TBK hükümlerine değinerek fahiş hatalı sonuçlarıyla Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararının bu ilkelere ne denli ters düştüğünü vurgulayarak değineceğiz. Bir yönde açıklamalarımıza geçmeden “önce” ilginç bir saptama ile başlamak istiyoruz. Şöyle ki, Anayasa Mahkemesi’nde verilen kara- rın iki muhalif üyeye karşılık üç üyenin aynı yöndeki görüşü ile veril- diğini; üyelerin uzmanlık alanlarını incelediğimizde iki muhalif üye- nin lisansını hukuk ( muhalefet gerekçeleri de tamamen bilimsel temelden yoksun ve fakat sonucu itibariyle doğru karar olmakla ) ve fakat üç üyeden bir üyenin iktisat, ikinci üyenin de maliye alanında aldığını görmek- teyiz. Araştırma derinleştikçe anlaşılacağı üzere ancak eşya ve borçlar 4 Yıllar önce Yeditepe Üniversitesi’nde konuk olarak katıldığım bir sempozyumda konuk olan rahmetli Prof. Dr. Mustafa Dural’ın Yargıtay’ın kararlarını eleştirirken “Hatalı kararlar kanımı donduruyor” şeklinde bir beyanda bulunmuştu. Kendisi- ni anarak bu tabirle kararları eleştirmek istiyorum.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1