Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

499 TBB Dergisi 2018 (135) Saba ÖZMEN ruf işlemi ile yapıldığı anda henüz satıcının sözleşmeden dönme hak- kını kullanmadığı süreçte alıcı malikten geçerli bir tasarruf işlemi ile edinmiş bulunmaktayım. Bu nedenle telefonu aldığım sırada anılan kurgu gereği ileride gerçekleşerek telefonu iade zorunda kalabileceği- mi düşünmemeliyim. Hukuki ilişkilerde güven ilkesi bunu gerektirir. Oysa sözleşmeden dönmeye ayni netice bağlayıp borçlandırıcı işlemin sonradan geçersiz hale gelse de nedensellik ( illilik ) prensibi sonucu mülkiyetin kendiliğinden satıcıya döneceğinin kabulü güveni orta- dan kaldırmaktadır. Roma hukukundan gelen muhteşem temelle hiç kimse böyle bir endişeye maruz bırakılmamıştır. Bu noktada istihkak ( rei vindicatio ) davasına değil, sona ermiş bir sebebe ( condictio ob causam finitam ) dayalı sebepsiz zenginleşme ( TBK 77/son ) davasına vücut ve- rilmiştir. Araştırma konumuz olan hatalı içtihatlara dayalı sonuç ancak nedensellik ( illilik ) prensibi gereğince hukuki sebebin baştan geçersiz olmasına dayalı olarak geçerlidir. Böylece borçlandırıcı işlem ( taahhüt muamelesi ) geçersiz ise, tasarruf işlemi kendiliğinden geçersiz olacak ve bu durumda istihkak davası söz konusu olacaktır. Bu kurguda, se- bepsiz zenginleşme hükümleri, ancak karışma ve birleşme halinde söz konusu olur ( condictio sine causa ). Buna karşılık somut olayımızda söz konusu olan borçlandırıcı iş- lem “ yapıldığı esnada ” geçerli iken yapılan geçerli tasarruf işleminin varlığı karşısında sözleşmeden dönme, geri alma, iptal, sona erme gibi sebeplerle borçlandırıcı işlem “ sonradan ” geçersiz hale gelirse tasarruf işlemi bundan etkilenmeyecektir. Genel bir ilke kanunlarımızda bu yönde bir kural bulunmadığı ileri sürülse de gerekçemiz TBK’da yer almaktadır. İsviçre Medeni Kanunu’ndan aynen alınmış kural ile TBK m. 136 6 hükmü gereğince sebepsiz zenginleşme davasına yapılan atıf bu konuda tereddüte yer bırakmaz. Buna göre mal değişimi ( trampa ) sözleşmesi uyarınca taraflardan birinin önceden ifa edilmiş edimi kar- 6 TBK m. 136/I ve II hükmü şöyledir: “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarın- ca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1