Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

512 2014/12321 Başvuru Numaralı Faik Tari ve Sultan Tari Başvurusuna İlişkin Anayasa ... yukarıda irdelediğimiz kararlardan andığımız saptamanın yapılma- sında hatalı olmadığımızı düşünmekteyiz. Yargıtay’ın arsa payı karşı- lığı inşaat sözleşmesinden dönme halinde selef yükleniciden bağımsız bölüm edinmiş halef alıcıların bu nitelikteki sözleşmelerde bu riskli durumu “ insaat halindeki bir binadan arsa payını satın alanların, bu kuralı bilmedikleri ve iyiniyetli oldukları kabul edilemez ” şeklindeki ifadesiyle iç- tihat oluşturulmaktadır. Oysa tam aksi görüşte hayatın olağan akışı- na uygun olarak tapudan tapu sicil müdürlüğünde re’sen düzenlenen resmi senette yer alan borçlandırıcı işlem sözleşmeyi yapan alıcıların ayrıca tescili talebinde ( TMK m. 1013/I ) bulundukları sırada yükleni- cinin diğer nedensellik ( illilik ) prensibi örneklerinde olduğu gibi yol- suz tescil sahibi seleflerinden taşınmaz mülkiyeti veya diğer bir ayni hakkı edinirken haleflerinin TMK m. 992 hükmünce mülkiyet karinesi bile sakat bulunmamaktadır. TMK m. 3/I hükmünün getirdiği kuralla iyiniyetin varlığı asıl olmakla sonradan arsa sahiplerinin sözleşmeden dönebilecekleri yönünde kuşku taşımaları yolunda Yargıtay kararla- rınca ifade edildiği üzere riski üstlenmeleri gerektiği yolunda oluştu- rulan gerekçe asla kabul edilemeyecektir. Bu yönde daha ayrıntılı bir gerekçe ile izah etmek gerekirse: Bir an için haklılığı savunulmakla, Yargıtay’ın kararlarında oldugu gibi tescil, andığımız hukuki kurguya dayalı olarak bozucu kosul niteliğiy- le son bulması sonucu yolsuz hale gelmekle arsa sahibine yolsuz tes- cilin düzeltilmesi davası açma hakkı ( TMK m. 1025 / I ) tanınacak olu- nursa, TMK m. 1023 hükmünce tescilin olumlu etkisine dayalı olarak ayni hak edinmis kisilerin iyiniyet iddialarına dayalı kazanımlarına yer olacaktır. Ancak görmekteyiz ki, yadırgatıcı sonucu ile Yargıtay, hâkimin önsorun olarak davalı yolsuz tescil sahibinin iyiniyetinin olup olmadıgı yolunda arastırmasına yer vermemektedir. Es deyisle, Yargıtay hiçbir sekilde hukuki temeli olmayan kararlarıyla kötüniyetle edinim yolunda mutlak karine yaratmıs bulunmaktadır. Bu sonucun varlıgı bile genel hukuk ilkelerine ne denli ters düstügü yolunda açık- lamaları gereksiz kılmaktadır. 24 24 Makalemizin başlığına dayalı olarak Tari Davası olarak adlandıracağımız somut uyuşmazlıkta TMK m. 1/son hükmüne göre bilimsel görüş niteliğinde Prof. Dr. Nami Barlas tarafından verilen 26.11.2012 tarihli hukuki mütalaada iyiniyete so- nuç bağlanmaması haklı gerekçelerle yerinde görülmemiştir. Anılan hukuki mü- talaanın 14. sayfası ve devamında bu husus irdelenmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1