Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

513 TBB Dergisi 2018 (135) Saba ÖZMEN Yargıtay’ınbuyöndeverdiğikararlarahiçbirsurettekatılmadıgımızı söylemekle birlikte, “ olması gereken tutarlı sonucu ” olarak arsa sahibinin geçerli sebebe dayanarak sözlesmeden dönme hakkını kullanması ha- linde tescil yolsuz hale gelmis olsa bile arsa sahibi TMKm. 1025 hükmü uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesi davası açmadan önce ya da TMK m. 1011 hükmü uyarınca geçici tescil serhi talep edilmeksizin dava aç- tıktan sonra söz konusu yolsuz tescile dayalı olarak üçüncü kisiden aynî hak kazanan diger üçüncü kisilerin TMK m. 1023 hükmü uya- rınca korunması gerekirken, olumsuz sonuca varılarak hayatın olağan akışı ile bağdaşmayan bir tutarsızlığa vücut verilmektedir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararına göre bu konuda taşınmazı iade etmek durumunda kalmamak için bu araştırmaya yansıyan bilgilere sahip bir hukukçu niteliği taşımak ya da alımlarında böyle bir hukukçudan hukuki yardım almak gerekeceği sonucuna varılmaktadır. İşte bu so- nucun günlük yaşam tecrübeleriyle ne kadar bağdaştığı konusunda daha fazla ayrıntıya girmeyi abesle iştigal olarak kabul etmekteyiz. Hatta eleştiri konumuz AnayasaMahkemesi’nin kararında o kadar ifrata gidilmistir ki, defalarca el degistiren tasınmazda kat mülkiyeti- ne geçmis bagımsız bölümlerin son halef maliklerine karsı dönme ve fesih ayrımına vücut veren %90-95 seviyesindeki tamamlama niceligi yanında yapı kullanma izin belgesi aranarak artık sürekli edim ola- rak nitelemeden ayrılıp, ani edimli niteleme ile dönmeye bağlı olarak sözleşme dışı üçüncü kişilerin dahi iade ile yükümlü kılınması bir çok haksızca dava açılmasına vücut vermektedir. Özellikle Çorlu, Konya, Mersin, Kayseri gibi illerimizden gelen haberler bu hatalı içtihadın haksız menfaat elde etmek isteyen kisilere ne tür imkânlar sundugunu ortaya koymaktadır. Söyle ki, zamanında tüm bagımsız bölümler satılmıs, arsa sahipleri alacaklarına kavusmus ve bagımsız bölümler- den kira geliri elde etmekteyken, salt bu içtihadın varlıgıyla yükle- nicinin imalatının %90 seviyesindeki tamamlama oranını geçmedigi iddiasıyla sözlesmeden dönmekte ve bu yola yüklenici ile anlasarak basvurmakta, hatta mahkeme heyeti kesfe geldiginde %90 seviyesin- deki tamamlama oranını geçme riskini tasımamak için yüklenici ta- rafından yapılan bazı imalatların söküldügü ve yıkıldıgı gözlenmistir. Arsa sahibi ile yüklenicilerin bu içtihada sıgınan haksız kazanç elde etmeye dayalı ortaklıkları, “ Adalet arkasında asla müstehzi (alaycı)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1