Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

52 Bireysel Başvuruda İkincillik İlkesi ve Denetim Yetkisinin Sınırları Sorunu Görüldüğü gibi AHİM ilk tutuklama kararından itibaren ilgili ve yeterli gerekçeyi zorunlu görmekte ve tutuklamaya karar veren ye- rel makamların gerekçesinde dayanılan delilleri tartışıp, yerel hâkimin makul şüpheye dair takdirini ve (bazı yazarların ifadesiyle) 153 kararın ye- rindeliğini denetlemekte ve makul şüphenin bulunmadığı sonucuna ulaşabilmektedir. Mergen davasında , örgüt üyesi olarak gözaltına alınan dernek üye- lerinin başvurularını inceleyen AİHM, makul şüphe için dayanak ola- rak gösterilen tüm delilleri kararda tartışarak Türk makamlarının gö- zaltı kararlarının yerinde olmadığını tespit etmiştir: “Hükümetin, başvuranlarla Ergenekon örgütü arasında bir ilişki bulun- duğuna dair delil unsuru sunmamış olması sebebiyle, Mahkeme bu gerekçeyle ikna olmamıştır. Söz konusu derneğin bazı üyelerinin de yasadışı bir örgüte mensup oldukları yönündeki iddia, tek başına, tarafsız bir gözlemcinin, baş- vuranların yasadışı bir örgüte mensup olma sucunu işlemiş olabileceklerine dair ikna edilmesi için yeterli olarak değerlendirilemeyecektir. Mahkeme, bu değerlendirmeler ışığında, somut olayda, ulusal makamlar tarafından ileri sürülen yasal hükümlerin yorumlanması ve uygulanmasının, başvuranların yakalanmaları ve gözaltına alınmalarının kanuna aykırı ve keyfi bir nitelik ta- şıması bakımından makul olmadığı kanısı (ile) ... Sözleşme’nin 5. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılmaktadır. ” 154 AİHM ceza kararının infazı yönünden iç hukukun yorumlanma- sıyla ilgili olarak da denetim yapmıştır. İspanya›ya karşı yapılan bir başvuruda, terör suçundan mahkum olan başvuranın cezasının infa- zıyla ilgili kanunun yorumunun (ceza indiriminde uygulanan yöntem konusundaki içtihat değişikliğinin) neden olduğu belirsizlik nedeniy- le, belirsizliğin ortaya çıktığı tarihten sonraki tutmanın ‘hukuka uygun olmadığına’ ve Sözleşmenin 5(1). maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. 155 Kararda takdir alanı doktrini yönünden önemli nokta- lardan biri, başvurucunun tahliyesine karar verilmesinin istenmesidir. Mahkeme tutuklamanın hukuka uygun olmadığı gerekçesine dayalı ihlal tespitinden sonra kararın 3 numaralı hüküm fıkrasında, “davalı Devletin başvurucunun mümkün olan en kısa tarihte salıverilmesini sağlaması gerektiğine ” karar vermiştir. 153 Gözübüyük/Gölcüklü, 2013, s. 428. 154 AİHM MergenVe Diğerleri/Türkiye, 31.5.2016, B. No: 44062/09, 55832-34-41- 44/09, par. 52-55. 155 AİHM Del Rio Prada/İspanya, B. No: 42750/09, 21 Ekim 2013, par. 127-132.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1