Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

56 Bireysel Başvuruda İkincillik İlkesi ve Denetim Yetkisinin Sınırları Sorunu bb. AYM Kararlarında özgürlük ve güvenlik hakkına ilişkin denetimin kapsamı Kişi özgürlüğü ve güvenli hakkının ihlal edildiği iddiaları Anaya- sanın 19. maddesi kapsamında incelenmektedir. AYM tutukluluğun hukuki olmadığı iddialarını bu maddenin 3. fıkrası, tutukluluğun ma- kul süreyi aştığı (uzun tutukluluk) iddialarını ise 7. fıkrası üzerinden incelemektedir. Tutuklama ya da tutukluluğun devamına ilişkin bireysel başvu- rularda, ilk derece mahkemesinin kararı ile AYM’nin denetim yetkisi arasında çatışma olduğu ileri sürülebilir. Fakat aslında iki mahkemeye kanunlarla verilen yetkiler farklıdır. Bu konuda daha önceki bölümde, Sözleşmenin 5/1. maddesi yönünden AİHM’nin yaptığı denetimin, tutuklanan kişi hakkında ‘makul şüphe’nin ve tutuklama nedenlerinin varlığı ile ölçülülüğünü kapsadığına değinilmişti. AYM’de aynı doğ- rultuda inceleme yapmaktadır. Öncelikle ifade edilmelidir ki tutuklamaya veya devamına ya da bunlara itirazın reddine karar veren mahkeme de Anayasa ve CMK’da yer alan kişi özgürlüğüne ilişkin güvenceleri temin etmekle yüküm- lüdür. Özgürlüğün asıl, tutuklamanın istisna olduğu anılan güvence sistemi bakımından Mahkemeler kararlarında, tutuklanmasına karar verilen kişinin suç işlediğine ilişkin “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin” bulunduğunu ve tutuklama tedbirinin ‘ölçülü’ olduğunu, dosyadaki delillerle ilişki- lendirerek “ilgili ve yeterli gerekçeyle” göstermek zorundadır. Dolayı- sıyla mahkemenin göstereceği gerekçe suçun sübutu ile ilgili olmayıp, yalnızca tutuklamayı gerektiren şüpheyi kanıtlamaya yönelik olaca- ğından, ihsası rey sorunu da söz konusu değildir. Bu kapsamda derece mahkemesinin tutuklama koşullarını ve ilgili hukuk normunu yorumlama ve olaya özgü ölçülülüğünü belirlenme konusunda değerlendirme yetkisi bulunmaktadır. 162 Ne var ki bireysel 162 Bu noktada doktrinde kimi zaman tutuklama merciinin ‘takdir yetkisinden’ söz edilmekte ise de düşüncemize göre takdir yetkisi, iki şeyden birini tercih yetkisini içerir. Buna karşın tutuklama konusunda kanunun (CMK m.100) hakime tanıdığı husus, tutuklama koşullarının somut olaya uygulanması ve şartlarının bulundu- ğu durumda ölçülü olduğu da belirlenebiliyor ve kamu yararı tutuklama yönün- de ise bu tedbire, aksi durumda tutuklamama veya daha hafif bir tedbire karar vermeyi kapsamaktadır. Bu bakımdan hakimin takdir yetkisinden değil, yorum- lama ve değerlendirme yetkisinden söz edilebilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1