Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

78 AİHM Kararları Işığında Kamu Görevlilerinin Grev Hakkı legal regulations, has become a controversial issue in the doctrine as a controversial issue. In this context, particularly in the light of ECtHR decisions and international law, including the discussion of these issues and connecting to a solution, has been an important need in terms of Turkish law. The main aim of the study is to evalu- ate the Turkish law in the light of international documents and to propose solutions to the problems related to this right. In this con- text, the concepts of public officials and strike will first be addressed in light of national and international regulations and doctrine. The right to strike of public officials was then assessed in the light of the ECtHR, the ILO documents, the case law of the Council of State, the Constitutional Court, and the doctrine. Keywords: The Right to Strike of Employees, Basic services, ILO Conventions, ECtHR Decisions, Public Officials GİRİŞ Kamu görevlilerin grev hakkı hususu; gerek idari uygulamalar ge- rek yargı kararları gerekse de doktrinde tartışmalı bir konu olmuştur. Her ne kadar devletler genelde kamu görevlilerine grev hakkı tanı- mamak eğiliminde olsa da, çağdaş dünya ve çalışma ilişkileri artık bu eğilime uygun değildir. Zira devletlerin klasik egemenlik anlayışı kap- samındaki kamu görevlisi ile devlet arasındaki statü hukuku ilişkisi, çağdaş dünyada temel insan hak ve özgürlükleri anlayışıyla beraber değişmeye başlamıştır. Bu anlayış doğrultusunda, başta grev hakkı olmak üzere, kamu görevlilerinin sendikal haklara sahip olması ve bu hakları kullanması artık olağan bir durum olmuştur. Gerçekten de kamu görevlileri her ne kadar devlet ve diğer kamu tüzel kişileri bün- yesinde yer alan çalışanlar olsa da, belli bir çalışma karşılığında bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar elde etmektedirler. Bu ekonomik ve sos- yal çıkarların, sunulan kamu hizmetiyle uyumlu olması da ancak belli bir örgütlenme ve bu örgütlenmenin yürüttüğü mücadele ile mümkün olabilecektir. Çalışanların örgütlenmesi de doğal olarak sendikalar olacaktır ve aynı şekilde bu örgütlerin mücadelesi de toplu sözleşme ve grev ile mümkün olacaktır. Kamu görevlisi-devlet ilişkisinde, “ça- lışan” niteliğindeki kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal çıkarları- nın çerçevesini belirleyecek olan toplu sözleşmelerin, sendikal haklar bağlamında tamamlayıcısı olan grev hakkı hayati bir öneme sahiptir. Zira, uygulamada ve doktrinde de, çalışanın işverene karşı tek baskı aracı olan grev, şüphesiz ki kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1