Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

95 TBB Dergisi 2018 (135) Cem Ümit BEYOĞLU sağlıklı bir şekilde yürütülmesini kesintiye uğratabilecek karışıklıkla- rın engellenmesi amacı güdüldüğü için, söz konusu tedbirin kamu dü- zeninin korunması gibi meşru bir amaca hizmet ettiğini tespit etmiştir. AİHM, iş yavaşlatma eyleminin, başvuranların üyesi olduğu sendika tarafından düzenlendiğini ve yetkililere eylem öncesinde haber veril- diğini belirterek eylemin barışçıl toplantı yapma özgürlüğü kapsamın- da olduğunu ifade etmiştir. Sonuç olarak AİHM, müdahale ile meşru amaç arasındaki orantılılık hususunda, hükümetin sendikaların başka barışçıl yollarla memurların çıkarlarını koruma hakkına sahip olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapmadığını belirtmiş ve başvuranların sivil sorumluluklarının “demokratik bir toplumda gerekli olmadığı” sonucuna varmıştır. 58 AİHM, Urcan ve Diğerleri/Türkiye Davası’nda, başvuranların bir günlük ulusal greve katılmaları sonucu adli para cezası verilmesinin, toplanma özgürlüğüne karşı bir müdahale oluşturduğunu tespit et- miştir. Mahkeme, bu para cezasının 756 sayılı TCK’nın 236. maddesi 59 uyarınca verildiği belirterek, müdahalenin yasal dayanağının bulun- duğunu da ifade etmiştir. AİHM, meşru amaç hususunda söz konusu müdahalenin meşru bir amaç taşıdığından şüphe duyduğunu belirte- rek, gereklilik konusunda vardığı sonuca göre başvuruyu değerlen- dirmeye karar vermiştir. AİHM, başvuranların şiddet eylemlerinde bulunmadığı için yetkili makamların bu gibi barış yanlısı toplanma- lara karşı hoşgörüyle yaklaşması gerektiğini ifade etmiştir. Başvuran- lara uygulanan yaptırımlar, yasal olarak grev hakkını kullanmak iste- yen sendika üyelerini ve diğer kişileri caydırma amacı güttüğü için, bu yaptırımların “demokratik bir toplum için gerekli olmadığı” sonucuna ulaşmıştır. 60 58 Satılmış ve Diğerleri/Türkiye Davası, Özersin/Ruhi, s. 1149-1150. 59 765 sayılı (mülga) TCK’nın 236. maddesi: “Devlet memurlarından üç veya daha ziyade kimse evvelce aralarında vakı olan karar ve ittifaka binaen usul ve nizam hilafına memuriyetlerini terk ederlerse her biri otuz liradan yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye ve muvakkaten memuriyetten mahrumiyete mahküm olurlar. Bu hareketlerinden devletçe bir zarar hasıl olmuş ise zararın derecesine göre bun- lardan her biri üç aydan beş seneye kadar hapis olunur.” şeklindedir. 60 AİHM, toplanma özgürlüğü ve demokratik toplum ile ilgili olarak bu davada: “ … toplanma özgürlüğü demokratik bir toplumun temel değerlerinin bir parçası- dır. Demokrasinin esasında meselelerin halka açık olarak tartışılarak çözümlen- mesi yeteneği bulunmaktadır. Şiddete teşvik etme ve/veya demokratik ilkelerin reddi söz konusu olmadığı sürece, toplanma ve ifade özgürlüğü çerçevesinde dile

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1