Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

97 TBB Dergisi 2018 (135) Cem Ümit BEYOĞLU belirtmiştir. Mahkeme, “yasa” kavramının şeklen değil, özü itibariy- le algılanması gerektiğini ve yasa terimine yetkili merciler tarafından yasayla kendilerine verilen yetkiye dayanarak düzenlenen “yasalar- dan alt” düzeydeki metinleri de eklediğini ifade etmiştir. Dolayısıyla AİHM, müdahalenin dayanağı olan 1996/21 sayılı genelgenin yasal temel oluşturduğuna karar vermiştir. AİHM, söz konusu genelgenin tüm memurlara mutlak şekilde grevi yasaklayan ifadeler içerdiğini belirterek, bu genelgenin Sözleşme’nin 11/2 hükmünde yer alan meş- ru amaçların gerekleri ile dengelenmediğini belirtmiştir. AİHM, bu genelgeye dayanılarak katılanların disiplin cezasına çarptırılmasının, hakka bir müdahale niteliğinde olduğunu da kabul etmiştir. Mahke- me, bu disiplin cezalarının üyelerinin çıkarlarını savunmak amacıyla greve katılmak isteyen sendika üyeleri ile diğer kişiler acısından “cay- dırıcı” nitelikte olduğu için, bu kısıtlamaların “demokratik bir toplumda gerekli olmadığı” sonucuna ulaşmıştır. AİHM, sonuç olarak bu genel- genin kabul edilmesinin ve uygulanmasının “zorlayıcı bir sosyal gerek- sinimi” karşılamadığı ve dolayısıyla Sözleşme’nin 11. maddesinde yer alan haklara orantısız bir müdahale oluştuğundan dolayı, maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir. 62 AİHM, Kaya ve Seyhan/Türkiye Davası’nda, başvuranlara bir günlük ulusal eyleme katılmalarından dolayı “uyarı” cezası verilme- sinin dernek kurma ve toplantı özgürlüğüne bir müdahale oluşturdu- ğunu belirtmiştir. Mahkeme, bu uyarı cezasının 657 sayılı DMK’nın 125/A hükmü uyarınca verildiğini ifade ederek müdahalenin yasal bir temeli olduğunu kabul etmiştir. AİHM, Karaçay/Türkiye ve Enerji Yapı-Yol Sen/Türkiye kararlarına da atıfta bulunarak, dava konusu müdahalenin meşru bir amaç taşıdığından şüphe duyduğunu belirt- miş, bu müdahalenin gerekliliğini değerlendirmeye karar vermiştir. AİHM, bu davada da, söz konusu bir günlük eylemin bir gün önceden ulusal düzeyde bildirildiğini ve ilgili makamlarca yasaklanmadığını ifade ederek, bu eylemin barışçıl toplantı özgürlüğü hakkı kapsamın- da olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak Mahkeme, verilen uyarı ceza- sının her ne kadar “çok küçük” olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçi- 62 21 Nisan 2009 tarihli Enerji Yapı-Yol Sen/Türkiye Davası, Özersin/Ruhi, s. 629- 631

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1