Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

109 TBB Dergisi 2018 (136) Uğur ERSOY söz konusu kişilerin intihara yönlendirilmiş fakat intihar girişiminde dahi bulunmamış olmaları halinde bile kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılmaları gerektiğini savunmaktadır. 92 Kanaatimizce maddedeki hareket unsuru bağlamında önemli ek- sikliklerden birisi, mağdurdan kaynaklı nitelikli hallere yer verilme- miş olmasıdır. Bu bağlamda, maddede yapılacak bir kanun değişik- liğiyle, intihara yönlendirme suçunun üstsoy veya altsoydan birine, eş veya kardeşe, gebe olduğu bilinen kadına karşı veya töre saikiyle işlenmesi gibi durumların cezayı ağırlaştıran nitelikli hal olarak dü- zenlenmesinin isabetli olacağını düşünmekteyiz. Ayrıca terminolojik açıdan da maddeyle ilgili bazı eleştirilerde bulunmak istiyoruz. 84. maddenin birinci fıkrasındaki seçimlik hare- ketlere bakıldığında şu kalıpların kullanıldığı görülmektedir: “Azmet- tirme” , “teşvik etme” , “intihar kararını kuvvetlendirme” , “herhangi bir şekilde yardım etme” . Her şeyden önce, maddede kullanılan bu hukuki terimle- rin, teknik anlamlarıyla kullanılmadığını ifade etmek istiyoruz. Şöyle ki; “azmettirme” TCK’nın 38. maddesinde düzenlenmiş bulunan iştirak şekillerinden birisidir: “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen su- çun cezası ile cezalandırılır.” (TCK m.38/1). Buna göre, azmettirmenin söz konusu olabilmesi için, ortada, azmettirilen kişinin işleyebileceği bir “suç” olması gerekmektedir. Oysa intihar etmek bir “suç” değildir. Bunun gibi, TCK m.84’te kullanılan diğer hukuki terimler olan “teş- vik etme” , “intihar kararını kuvvetlendirme” ve “herhangi bir şekilde yardım etme” TCK’nın 39. maddesinde düzenlenmiş bulunan iştirak şekillerin- den birisini oluşturan “yardım etme” nin gerçekleştiriliş şekillerinden başka bir şey değildir. Oysa yukarıda da ifade edildiği üzere, intihar etmek hukukumuzda suç olmadığından, intihara azmettirme, teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme veya intihara herhangi bir şe- suçun işlendiği zaman ve yer, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saik gibi hususlar gözönünde bulundurularak, üst sınırdan bir ceza ile cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde inti- hara yönlendirme suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş…” (1.CD, 04.03.2014 T., 2014/282-1248 E.K.) 92 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe, Özel Hükümler, s.176. Bu görüşün eleş- tirisi için bkz. Tezcan/Erdem/Önok, Ceza Özel Hukuku, s.193 dn.345 (Yazarlar haksız ve aşırı sonuçlara yol açacak bu yorumun kabul edilmemesinin uygun ola- cağını ifade etmektedirler.).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1