Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

120 İntihara Yönlendirme Suçu Doktrinde bazı yazarlar 125 intiharın gerçekleşmesiyle kastedile- nin, mağdurun ölmesi değil, intihar eyleminin gerçekleştirilmesi ol- duğunu ifade etmektedirler. Buna karşın, bizim de katıldığımız diğer görüşteki yazarlar ile Yargıtay 126 , intiharın gerçekleşmesiyle kastedi- lenin mağdurun ölmesi olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda ka- naatimizce 765 sayılı TCK döneminde, intihara ikna ve yardım suçu açısından cezalandırılabilmenin söz konusu olabilmesi için ölümün gerçekleşmesinin aranması, ölümün gerçekleşmemesi durumunda ise failin cezalandırılamamasının yarattığı adaletsiz durum, 84. madde- nin birinci fıkrasıyla ortadan kaldırılmıştır. Bir görüşe göre, söz konusu madde bağlamında suç teşkil eden haksızlık, bir kimsenin intihara yönlendirilmesiyle, teşvik edilmesiy- le, intihar kararının kuvvetlendirilmesiyle ya da intiharına herhangi bir şekilde yardım edilmesiyle oluşmaktadır; mağdurun intihar etmesi yani ölmesi, suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış şeklini oluşturmakta- dır 127 . Benzer şekilde maddenin gerekçesinde de, intiharın gerçekleş- miş olması durumunda, söz konusu suçun neticesi sebebiyle ağırlaş- mış halinin söz konusu olacağı belirtilmiştir. mümkündür.); Özen, İntihara Yönlendirme Suçu, s.56. 125 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe, Özel Hükümler, s.175. 126 Tezcan/Erdem/Önok, Ceza Özel Hukuku, s.197; Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s.214, 221; Hafızoğulları/Özen, Kişilere Karşı Suçlar, s.67; Koca, İntihara Yönlendirme, s.36. “ Kabule göre de; suçun nitelikli halini oluşturan ve mağdurenin ölmesi halinde uygulanabilecek olan TCK’nın 84/2. maddesinin…” (1.CD, 22.11.2013 T., 2013/995-6761 E.K.) 127 Koca, İntihara Yönlendirme, s.26, 36 (Yazara göre, intiharın gerçekleşmesi, intihara yönlendirme suçunun nitelikli bir hali değil, neticesi sebebiyle ağırlaşmış şeklidir. Her iki kurum arasındaki fark manevi unsur bakımından ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar, bir başkasını intihara teşvik veya yardım eden kimse, o kişinin intihar edebileceğini en azından öngöreceğinden ve dolayısıyla da ağırlaşmış netice olan intihar bakımından kişinin en azından olası kastı mevcut bulunacağından, inti- harın gerçekleşmesinin nasıl nitelendirildiğinin pratik bir önemi kalmamakta ise de, nitelikli unsurun mutlaka bilinmesi, başka bir ifadeyle, nitelikli unsurun failin kastının kapsamında olması gerekmektedir. Ağır neticenin faile yüklenebilmesi bakımından ise, failin en azından taksirinin bulunması (TCK m.23) yeterlidir. Bkz. aynı eser s.36-37); Ömeroğlu, İntihar, s.14; Özen, İntihara Yönlendirme, s.57. Aksi yönde görüş için bkz. Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe, Özel Hükümler, s.175 (Yazarlara göre, intiharın gerçekleşmiş olması cezayı ağırlaştıran nitelikli bir haldir. Ayrıca intiharın gerçekleşmesinden kasıt mağdurun ölmesi değil, intihar eyleminin gerçekleştirilmesi olarak anlaşılmalıdır. Bu yönüyle de 5237 sayılı TCK, suçun oluşması bakımından intihar edenin ölmesi zorunluluğunu arayan 765 sa- yılı TCK’dan ayrılmaktadır.).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1