Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
123 TBB Dergisi 2018 (136) Uğur ERSOY şiyi intihara yönlendirmeyi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmayı gerektiren bir haksızlık olarak kabul etmiş bulun- maktadır. Kanaatimizce, maddenin birinci fıkrasının kaleme alınış şeklin- den, söz konusu suçun, soyut tehlike suçu olduğu izlenimi ortaya çık- maktadır. Ancak, suç için öngörülen ceza miktarına bakıldığında (iki yıldan beş yıla kadar hapis) söz konusu cezanın, soyut bir tehlike suçu için çok fazla olduğu sonucuna varmaktayız. Bununla birlikte, fail ta- rafından maddede belirtilen hareketlerin yapılmasına rağmen failin intihar etmemesi halinde bile bu cezaya hükmedileceğini düşünmek, bizim gibi başka yazarlar tarafından da kuşkuyla karşılanmış ve de- ğişik çözüm önerileri getirilmiştir. Bu çözüm önerilerinden Özbek/ Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe ve Koca tarafından dile getirilen ve bizim de katıldığımız görüşe göre, intihara yönlendirme suçu bakımından maddede bahsedilen azmettirme, teşvik ve yardım hareketlerinin ya- pılmış olması suçun oluşması açısından tek başına yeterli görülmeme- li, bu hareketlerin, mağduru intihara sürükleyecek nitelikte olmasının da somut olarak aranması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, söz ko- nusu suçun, somut tehlike suçu olarak değerlendirilmesi gerekmekte- dir. Şayet, failin yapmış olduğu hareketler, intihara yönlendirdiği kişi bakımından hiçbir etki doğurmamış ise, suçun oluşmadığını kabul etmek gerekecektir. Aksinin kabulü halinde, doktrinde Hafızoğulları/ Özen tarafından yerinde bir şekilde ifade edildiği üzere, salt düşünce, inanç ve kanaatin kendisinin yasaklanması tehlikesi gündeme gelebi- lecektir. Maddenin ikinci fıkrasında ise, intiharın gerçekleşmesi halinde, failin dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hük- me bağlanmıştır. Burada tartışmaları bünyesinde barındıran iki husus bulunmaktadır: Bunlardan ilki, madde metninde kullanılan “intiharın gerçekleşmesi” ile kastedilmek istenenin, “intihara yönelik hareketin yapıl- ması” mı, yoksa “ölümün gerçekleşmesi” mi olduğu; ikincisi ise “intiharın gerçekleşmesi” nin, suçun nitelikli hali mi, yoksa suçun neticesi sebebiy- le ağırlaşmış hali mi olduğudur. Kanaatimizce “intiharın gerçekleşmesi” nden kastedilen ölümün gerçekleşmiş olmasıdır. Ayrıca maddenin ikinci fıkrasının, suçun ne-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1