Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
170 Medenî Yargıda Hâkimin Kanunî Süreyi Kararında Yanlış Göstermesi Problemine ... le, kesin olduğu kararda bildirilmeyen ve hâkim tarafından belirlenen bir süreyi kaçıran taraf, herhangi bir mazeret göstermeksizin ikinci kez hâkimden süre isteyebilir. Buna karşın, hâkim tayin ettiği sürenin kesin olduğunu kararında belirtebilir. 5 Bu hâlde, belirlenen süre için- de yapılacak olan işlem ve bunun yapılmamasının sonucu da süre ve- rilmesine ilişkin kararda tarafa bildirilmelidir. 6 Bu bağlamda YHGK, tarafın kendisini avukatla temsil ettirip ettirmemesi bakımından bir ayrım gözetmemiştir. 7 Eş deyişle, avukatla temsil olunan davalarda da 1998, (yayımlanmamış yüksek lisans tezi), s.26. Keskin’e göre, hukuk yargılama- sında son derece sınırlı bir hareket alanına sahip olan hâkimin tarafa kesin süreye uyulmamasının sonuçlarını hatırlatması, davada iki taraftan birine nasihat vermiş ya da yol göstermiş olması anlamına gelir ve hâkimin reddi için haklı sebep oluş- turur. Hâkimin taraflara hukuk kuralını anlatmak gibi bir görevi bulunmamakta- dır. Hâkim, tarafın davasını takip edecek ehliyete sahip olmadığına kanaat geti- rirse, tarafı uyarmak yerine, kendisine 71. madde (HMK m.80) gereğince bir vekil tayin etmesini emredecektir. Bkz. Keskin O. Kadri, “Hukuk Usulünde Hakimin Vereceği Kesin Mehil ve Müeyyidesi”, AD, S.1976/3-4, s.329-331. Kuru’ya göre ise verilen ikinci mehile uymamanın çok ağır sonuçları olduğundan, özellikle avukatı olmayan tarafa sürenin kesin olduğu ve verilen kesin süreye uymamanın sonuçla- rı açıklanmalı; aksi hâlde, kesin sürenin sonuçları doğmamalıdır. Bkz. Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usûlü, C.IV, İstanbul 2001, s.3767. 5 Re ′ sen araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda kesin süre verilemeyeceğine dair bir karar için bkz.: “…(D)avacının hizmet tespiti istemi üzerine açılan dava- da, yapılan tensip zabtı ile işverenden ve SSK’dan kayıtlar istenmiş, dosyaya ek- lenen işyeri dönem bordroları ve işverenin ibraz ettiği işyeri kayıtlarından sonra taraflara dava ile ilgili varsa tüm delilleri ve cevaba cevaplarını bildirmeleri için 20 gün kesin süre verildiği, aksi takdirde delil bildirmekten ve cevap vermekten vazgemiş sayılacağına ilişkin ihtarın yapıldığı görülmekte ise de, HUMK’un 163. maddesi uyarınca verilen bu sürenin davanın re ′ sen araştırma ilkesine tabi olma- sının yanında, usûlünce verilmiş olan bir süre de olmadığı açıktır… Açıklanan şekilde re ′ sen araştırma ilkesine tabi hizmet tespit davasında tanıkların bildiril- mesi için kesin süre verilemeyeceğinden, davanın bu nedenle reddine karar ve- rilmesi doğru değildir.” Kararın tam metni için bkz. Yargıtay 21. HD, 23.6.2008, 22436/9609, Erişim Tarihi: 15.11.2017 (kazanci.com.tr). 6 “…(K)anunun belirlediği süreler kesin olduğu halde, hakimin tayin ettiği süre- ler kural olarak kesin nitelikte değildir. Hakim, belirlediği süreyi, süre geçmeden azaltıp çoğaltabileceği gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine ikinci bir süre de verebilir. Hakim, vermiş olduğu sürenin kesin olduğuna karar vermiş ise, bu sürenin kesin olduğunun ara kararında hiçbir tereddüte yer vermeyecek dere- cede açık şekilde ifade edilmesi, yapılması gereken işlerin teker teker açıklanması, tayin edilen sürenin bu işlemleri yapmaya elverişli bulunmasıve de süreye uy- mamanın sonuçlarının açıklanarak tarafların uyarılması gerekir.” Karar için bkz. Yargıtay 11. HD, 1.3.2012, 11172/2933, Erişim Tarihi: 15.11.2017, (kazanci.com.tr). 7 “…(M)ahkemece yapılacak iş; işlemin avukatça ya da asilce yapılması konusunda bir ayrıma gitmeksizin ve yeterli açıklıkta olmak üzere, davacı/alacaklı vekiline, dava ve takip konusu icra dosyasının Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü’nden celbi için yatırması gereken masraflar açıkça belirtilmek suretiyle, uygun ve elverişli bir süre tayin edilmesi; tanınan süre içinde yapılması istenen işlerin ne olduğunun tereddüt yaratmayacak ölçüde açıklanması; bu işlemlerin verilen kesin süre içinde
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1