Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
171 TBB Dergisi 2018 (136) Cenk AKİL / Mehmet Akif GÜL kesin olduğu belirtilen ve hâkim tarafından tayin edilen bir süreye uyulmamasının sonucunun kararda açıkça bildirilmesi gerekir. 8 Hâkim tarafından belirlenen süre, işin niteliğine uygun olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, gereğinden kısa ya da uzun verilen süre, ya tarafın verilen süre içinde işlemi yapamamasına ya da yargılamanın gereksiz uzamasına neden olacaktır. İlk ihtimalde, açıklama veya ispat hakkı kısıtlandığından, tarafın hukukî dinlenilme hakkı ihlâl edilmiş ola- cak; ikinci ihtimalde ise duruma göre yargılamanın makûl sürede ta- mamlanamaması ve tarafların adil yargılanma hakkının ihlâl edilme- si söz konusu olabilecektir. 9 Nitekim, bir hafta içinde yapılabilecek bir işlemin bir sonraki duruşmaya kadar yapılmasına dair kesin olmayan bir süre verilmesi ve işlemin yapılmaması durumunda yine sonraki duruşmaya kadar bu kez kanun gereği kesin olan bir süre verilmesi, ülkemiz şartlarında yargılamanın bir hayli uzamasına neden olabilir. Hâkim tarafından süre tayin edilirken, verilen süre içinde yapıl- ması gereken işlemin ilgili tarafından yapılabilecek bir işlem olup ol- madığı da dikkate alınmalıdır. Yargılamanın taraflarından birisi ta- rafından yapılması mümkün olmayan bir işlem için süre verilemez. Örneğin, tarafa tanıklarını getirmesi için süre verilemez. Zira taraftan tanıklarını zorla mahkemeye getirmesi beklenemez. 10 Hâkimin, bir usûl işleminin yerine getirilmesi için ilgili tarafa kesin süre verdiği ara kararından dönemeyeceği; ilgili tarafa verilen kesin sürenin usûlî kazanılmış teşkil edeceği; bu durumda şartlarının gerçekleşmesi kaydıyla, eski hâle getirme imkânından faydalanılabile- ceği ifade edilmektedir. 11 yapılmaması halinde sonuçlarının ne olacağının açıkça ihtar edilmesi ve anlatılan- ların tutanağa geçirilmesi olmalıdır.” Karar için bkz. YHGK, 28.3.2012, 19-55/249, Erişim Tarihi: 15.11.2017 (lexpera.com.tr). 8 Vekil tarafından takip edilen dava ve işlerde, kesin süreye uyulmamasının sonuç- larının hatırlatılmasına gerek olmadığı; vekil tarafından takip edilmeyen dava ve işler bakımından ise tarafa kesin sürenin sonuçlarının hatırlatılmasının uygun ola- cağı yönündeki görüş için bkz. Tanrıver Süha, Medenî Usûl Hukuku, C.I, Ankara 2016, s.434. Kesin süreye uymamanın sonuçları hakkında açıklama yapıldığına dair uygulamada kullanılan “gerekli ihtarat yapıldı” şeklindeki ifadelerin yeterli olmadığı yönünde bkz. Yılmaz Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, C.3, 3. B., Ankara 2017, s. 1512. 9 Hâkimin belirlediği sürelerin hukukî dinlenilme hakkı ile ilişkisi ile ilgili detaylı bilgi için bkz. Taş Korkmaz, s.409-450. 10 YGHK, 20.5.1964, 8-237/377, ABD, S.1964/6, s.692. 11 Ejder Yılmaz, “Hukuk Davasında Hâkimin Verdiği Kesin Mehilin Hakkı Kısıtla-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1