Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

173 TBB Dergisi 2018 (136) Cenk AKİL / Mehmet Akif GÜL YÜKSEK MAHKEMELERİN KONUYA İLİŞKİN KARARLARI 13 YARGITAY’IN GÖRÜŞÜ YGHK tarafından verilen bir kararda, kanunda sekiz gün olarak belirlenen temyiz süresinin kararda hatalı şekilde iki hafta şeklinde tarafa bildirilmesi ve tarafın da kanunî süreden sonra ve hâkimin hataen gösterdiği süre dâhilinde işlemi yapması durumunda, temyiz isteminin süresinde yapılmamış olması sebebiyle reddi gerekeceği; bu durumda, ilgilinin hak kaybına uğramaktan kurtulamayacağı ifade edilmiştir: “ Dava, itiraz ın iptali istemine ilişkindir… Sulh Hukuk Mahkeme- si kararlarının 8 gün içinde temyiz edilebilmesine rağmen yerel mah- kemece kısa kararda temyiz süresinin ‘iki hafta’ olarak belirtilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin kararının tebliğinden itibaren 11 gün sonra verdiği temyiz dilekçesinin kabul edilme imkânının olup olmadığı değerlendirilmiştir… Bir davanın açılmasıyla başlayan yargı- lama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapıl- ması gereken belirli işlemler vardır ve her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapıl- ması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır. Bir uyuşmazlık mahkemeye taşınmış olmakla, kamu alanına, toplumun da çıkarını ilgilendiren bir platforma aktarılmış olmaktadır. Bu nedenle bir davanın makul sürede sona erdirilmesinde en az taraflar kadar toplumun da yararı vardır. Şu halde, süreye ilişkin normların kabulüyle me- deni usul hukukunda gerçekleştirilmek istenen amaçlar; adaletin bir an önce sağlanması, keyfiliğin önlenmesi, mahkemenin aynı işle uzun süre meşgul ol- masının, başka ifadeyle diğer dava ve işlere yeterince zaman ayıramaz duruma düşürülmesinin önlenmesi; uluslar üstü ve ulusal nitelikteki emredici normlar uyarınca davanın makul sürede sonuçlandırılmasının sağlanması, yargılama- nın belli bir düzen ve kestirilebilir bir zamansallıkla yürütülmesi, başka bir anlatımla yargılamanın adil şekilde yapılmasının sağlanması olarak özetlene- bilir. Sürelerin önemli bir kısmı, taraflar için konulmuş sürelerdir. Taraflar, bu süreler içinde belli işlemleri yapabilirler veya yapmaları gerekir. Bu süre içinde 13 Kararlardaki vurgular yazarlara aittir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1