Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

181 TBB Dergisi 2018 (136) Cenk AKİL / Mehmet Akif GÜL Erdönmez’e göre, kanun yolu süresinin yazılması özellikle hukuku bilmeyen taraflara başvurabilecekleri kanun yolunu ve süresini göste- rerek kararın hukuka uygunluğunun denetlenebilmesini sağlamakta- dır. Hâkim sekiz gün yerine iki haftalık bir süre öngörmüşse bu süreye inanarak kanun yoluna yapılan başvuru reddedilmemelidir. Benzer şekilde, basit yargılama usûlüne tâbî bir davada, davalının talebi üze- rine hâkimin cevap süresini bir ay uzatması hâlinde, cevap dilekçe- sinin kanunda öngörülen süre içinde verilmediğinin kabulü hukukî güvenlik ilkesine aykırılık oluşturur. Hâkimin olayda yanlış kanun hükmünü uygulaması sebebiyle hak kaybının meydana gelmesi hak- kaniyete aykırı sonuçlar doğuracaktır. 25 Farklı görüşte olan Yılmaz’a göre ise, hâkim, kanunun kesin olarak öngördüğü süreleri vereceği kararla kesin olmayan hâle getiremeyece- ği gibi, kesin süre içinde yapılmayan işlem için yeni bir süre de vere- mez. Bu nedenle hâkim, söz gelimi onbeş günlük temyiz süresini oniki güne indiremez veya yirmi güne çıkartamaz. Keza tebliğle başlayan bir sürenin başlangıcını tefhim yahut tefhimle başlayan sürenin başlangı- cını tebliğ olarak belirleyemez; temyiz yolu kapalı olan bir davada tem- yiz yolunu açamaz. Hükümde bu söylenenlerin aksinin yazılı olması durumunda, kanundaki hükmün geçerli olması gerekir. 26 Kuru’ya göre, mahkemenin kanunî bir süreyi uzatması ve ilgilinin kanunî süre geçtikten sonra; ancak mahkeme tarafından verilen süre içinde işlemi yapması hâlinde, yapılan işlem yapılmamış sayılacaktır. 27 2017 tarihli eser yerine bu esere atıf yapılmıştır). 25 Güray Erdönmez, Hakan Pekcanıtez, Medenî Usûl Hukuku, İstanbul 2017, s.454- 456. Erdönmez, doktrindeki egemen görüşün hâkimin kanunî süreyi uzatmasının ilgilisi bakımından herhangi bir sonuç doğurmayacağı yönünde olduğunu ifade etmektedir. Bkz. s.456 dn.56’da atıf yapılan yazarlar. Buna karşın, karşı görüş ola- rak atıf yapılan yazarlar, özel olarak hâkimin kanundaki süreyi hatalı şekilde tara- fa bildirmesi konusunda görüş bildirmemiş; daha ziyade hâkimin kanunî süreleri değiştirme yetkisinin olmadığı yönündeki genel kuralı ifade etmekle yetinmişler- dir. Bu içerik bağlamında yapılan açıklamalardan aksi yönde görüş bildirildiği sonucunun çıkartılmaması gerektiği kanaatindeyiz. 26 EjderYılmaz, “Hukuk Muhakemeleri Kanununda Süreler, Prof. Dr. Aydın Zevkliler’e Armağan, C. III, İzmir 2013, s. 3171-3172. Benzer yönde bkz. Taş Kork- maz, s. 416. 27 Kuru, s. 5433. Benzer yönde bkz. Üstündağ, Saim, Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul 2000, s. 436; Tercan, s.39; Umar, Bilge, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2014, s. 292; İlhan Postacıoğlu/Sümer Altay, Medenî Usûl Huku- ku Dersleri, İstanbul 2015, s. 372-373; Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usûl Hukuku, İstanbul 2016, s. 832.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1