Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

195 TBB Dergisi 2018 (136) Selda TANER tanımlanmaktadır 45 ve yargısal temel haklar 46 kategorisi içinde yer aldığı söylenebilir. 47 Bu asgari korumanın aynı zamanda kanun yolunu da kapsayıp kapsamadığı ise tartışmalıdır. Anayasa’nın 36. maddesinin gerekçesinde, bu maddeyle hak arama hakkının ilk şartının yargı mercilerine davacı ve davalı olarak başvurabilme hakkı ve hürriyeti hüküm altına alındığı ve bunun tabii sonucu olarak da ki- şinin yargı mercileri önünde iddia, savunma ve adil ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkına sahip olduğu; yargılama usulü kanunun ve yargı organı- nın Anayasa emri olarak adil ve hakkaniyete uygun yargılamayı sağlayacak şekilde düzenleneceği dile getirilmiştir. 48 Bu gerekçeden kanun yoluna başvurma hakkının hak arama özgürlüğünün “olmazsa olmaz” ko- şullarından biri olduğu sonucuna ulaşılamayacağı ifade edilmiştir. 49 45 Esra Atalay, “Yargısal Temel Haklar”, Şükrü Postacıoğlu’na Armağan, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dön. Ser. Yayınları, İzmir 1997, s. 449. 46 Yargısal temel haklar, “başlı başına dokunulmaz nitelikte bir yaşam alanı oluşturmayan, fakatmaddi nitelikteki temel haklarınve insanhaklarınınyargılama faaliyeti içinde gerçekleştirilmesine hizmet eden şekli nitelikteki haklar” olarak tanımlanmıştır (Bkz. Haluk Konuralp, Emel Hanağası, “Fransız Hukukunda İptal Amaçlı İstinaf Yolu”, Legal Hukuk Dergisi , Haziran 2007, Y. 5, S. 54, s. 1797); hak arama özgürlüğünü yargısal temel hak olarak nitelendiren görüş, yargısal temel hakların kişisel haklar ve pozitif statü hakları içinde yer alabileceğini ifade etmektedir (Atalay, s. 443); Başka bir görüş ise hak arama özgürlüğünü “Jellinek’in haklar ayrımı”nda negatif statü hakları içinde değerlendirmiştir (Kemal Gözler, Anayasa Hukuku’na Giriş, Ekin Basın Yayın Dağıtım, Bursa 2010, s. 216, 217). 47 Anayasa Mahkemesi ise bir kararında hak arama özgürlüğünün temel hak sayılıp sayılmayacağına ilişkin görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir: “…dava yoluyla hak arama özgürlüğü, kendisi bir temel hak niteliği taşımanın ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur.”, AYM, 17.1.2008, E. 2004/25, K. 2008/42. (RG 21.2.2008, 26794). 48 Bkz. Mehmet Akad, Abdullah Dinçkol, 1982 Anayasası Madde Gerekçeleri, İstanbul 1998, s. 156, 157. 49 Aksi takdirde, yani kanun yoluna başvurma hakkının hak arama özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edilecek olursa, bu hakkın sınırsız olacağı sonucuna varmak gerekir. Zira Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa’nınsözüneveruhuna,demokratiktoplumdüzenininvelaikCumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Sonuç olarak, 2001 yılında 13. maddede yapılan değişiklikle genel sınırlandırma sebepleri kaldırıldığından ve

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1