Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

200 Vergi Yargısında İstinaf Üzerine Bir Değerlendirme Bakanlar Komitesi’nin 1995 tarihli bir tavsiye kararında da “üst mah- kemece (istinaf anlamında) inceleme usullerinin yalnız ceza davala- rında değil, hukuk ve ticaret davaları için de kabul edilmesi gerek- tiği” ve “bireylerin iki dereceli yargılamayı talep hakkının anayasal bir hak olduğu” belirtilmiştir. 63 Ayrıca bu tavsiyede kanun yoluna getirilebilecek sınırlandırmalara da değinilmiş; kanun yoluna başvu- ru imkânının yalnızca nihai kararlara karşı tanınabileceği ve küçük uyuşmazlıklara karşı kanun yoluna başvuru hakkının sınırlandırıla- bileceği ifade edilmiştir. 64 Görüldüğü gibi protokol yalnızca ceza yargılamasını, tavsiye ka- rarı da hukuk davalarını içermektedir. Ancak aşağıda da değinileceği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin suç ve ceza kavramlarını geniş yorumlayarak, idari yaptırım niteliğindeki vergi cezalarını da adil yargılanmanın getirdiği usulî güvencelerden yararlanabilecek uyuşmazlıklar içerisinde değerlendirmesi 65 sebebiyle vergi cezalarına “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı: 1. Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkûm edilen her kişi, mahkûmiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dâhil olmak üzere, yasayla düzenlenir. 2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatını müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkûmiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir.” 63 Yıldırım, s. 13, 14, 23. 64 Ayrıntılı bilgi için bkz. “Hukuki ve Ticari Davalarda Kanun Yolu Sistemleri ve Usulleri İşlevinin Geliştirilmesi Hakkında 5 no’lu Tavsiye Kararı”, (Erişim: 1 Haziran 2015), http://www.anayasa.gov.tr/files/insan_haklari_mahkemesi/ bakanlar_komitesi/CMRec19955TRAppealinCivilCommercial.pdf . 65 AİHS, 6. maddenin uygulanabilirliğini bütün yargılama süreçleri için değil, bir kı- sım yargılama süreçleri için öngörmüştür. Sözleşme’ye göre bireyin adil yargılan- ma hakkı, “medeni hak ve yükümlülükler”in ve “suç isnatları”nın, karara bağlan- ması süreçleriyle sınırlıdır. Bu bakımdan, bireylerin tabi oldukları ulusal hukukta tanımlanan hak ve özgürlüklerin tamamı hakkında, 6. maddenin getirdiği güven- celer geçerli olmayacaktır (David Harris, Michael O’boyle, Colin Warbrick, Law of the European Convention on Human Rights, Second Edition, Oxford University Press, 2009, s. 211); Söz konusu madde metninde “medeni hak ve yükümlülük” ve “suç isnadı” kavramlarına ilişkin bir tanım yer almamakla birlikte her iki kavram da Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (AİHK) kararları ve AİHM içtihatlarıyla açıklanmıştır (Bkz. Gülay Arslan Öncü, “Vergi Hukuku ve Yargılamasına Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Uygulanabilirliği: Avrupa İnsan Hakları Mahkeme- si Kararları Işığında Bir Analiz”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Mart 2015, Y. 6, S. 20, s. 144); Biçim ve konusu kamusal nitelik taşıyan ancak sonucu özel bir hak-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1