Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

213 TBB Dergisi 2018 (136) Selda TANER verilmeyen bir yetkinin kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca, bireylerin haklarında verilen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı hangi kanun yollarına başvurabilecekleri konusunda yaşadıkları kar- maşıklık, hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesini zedelemektedir. Bu husus, Anayasa’nın 40. maddesinde ifade edilen “devletin ilgili ki- şilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtme zorunluluğu”na da aykırı bir durum oluşturmaktadır. C. İSTİNAFA BAŞVURU HAKKININ KISITLANMASI SORUNU 6545 sayılı Kanun’la idari yargıya ve vergi yargısına istinaf kanun yolu dâhil edilmiş, ancak konusu beşbin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları hakkında ilk derece mahkemesinin kararının kesin olduğu belirtilerek istinaf yolu kapalı tutulmuştur. Benzer bir hükmün, isti- nafın getirilmesinden önce adli yargıda temyiz açısından öngörülmüş olması, kanun yollarına başvuru hakkının ne ölçüde sınırlanabileceği tartışmasını gündeme getirmiştir. HUMK m. 427’ye ilişkin anayasaya aykırılık iddiası çerçevesinde yapılan bu tartışmanın sonucunda Ana- yasa Mahkemesi, söz konusu sınırlamalarda anayasaya aykırı bir yön görmemiştir. 92 Mahkeme, Anayasa’nın 142. maddesinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği öngörü- lerek, bu alanların anayasaya uygun olarak düzenlenmesinin yasama orga- nına bırakıldığını; öteki temel hak ve hürriyetler gibi hak arama hürriyetinin de kamu yararı dikkate alınarak sınırlanabileceğini ileri sürmüştür. Ayrıca mahkemeye göre, itiraz konusu kuralla, miktar veya değeri 100.000 lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olma- sının öngörülmesi, davaları hızlandırmak ve Yargıtay’ın iş yükünü hafiflet- mek düşüncesiyle kabul edilmiştir. Bu kararların bir kere de Yargıtay’ca incelenmesinde kamu yararı görmeyen Mahkeme, Anayasa’da bütün mahkeme kararlarının bir ayrım gözetilmeksizin üst mahkemeden geçmesini zorunlu kılan bir hükmün mevcut olmadığını ve 154. maddenin de böyle bir hüküm içermediğini, yargı denetiminin sonsuzluğunun hiçbir zaman söz ko- nusu olamayacağını ve bunun bir yerde kesilmesi gerektiğini düşünmekte- 92 AYM, E. 1985/23, K. 1986/2, Karar Tarihi: 20.1.1986; 16.04.1986 tarihli 19080 sayılı Resmi Gazete.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1