Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
214 Vergi Yargısında İstinaf Üzerine Bir Değerlendirme dir. Bu nedenle de söz konusu maddenin Anayasa’nın 36. ve 154. mad- delerine aykırı olmadığına karar vermiştir. 93 Mahkeme bu gerekçelere paralel olarak; kamu yararının gerektirdiği bazı hükümler için kanun yollarına başvurmanın önlenmesinin mümkün ol- duğu ve Türk parasının bugünkü satın alma gücü karşısında, yüz bin liralık kesinlik sınırının adalet duygusunu rencide edecek, dolayısıyla hukuk devle- ti ilkesini zedeleyecek ölçüye ulaştığını söylemenin mümkün olmadığını; öte yandan itiraz konusu kuralla yargı yolunun kapatılmış olmadığını ve varlıklı kimselerle iktisaden güçsüz olanlar arasında herhangi bir ayrımın yapılmadı- ğını, bütün yurttaşların aynı hükme tabi tutulması itibariyle eşitliğin bozul- duğu yolundaki iddiada haklılık payı bulunmadığı gibi, kesin karardan varlıklı kimselerin daha az etkilenecek olmasının da Anayasa’nın sosyal devlet ilkesi ve eşitlik kuralına aykırılık oluşturacağının nedeni olarak kabul edilemeyeceğini düşünmektedir. 94 Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı hakkında çeşitli değerlendir- meler yapılmıştır. HUMK’da temyiz yolu bakımından öngörülen meb- lağ sınırının denetlenmesinin bir yerindelik denetimi olduğu, Anaya- sa Mahkemesi’nin bu türden bir denetim yapıp yapamayacağının ise tartışmalı olduğu belirtilmiş; ancak Mahkeme’nin kanundaki sınırın yerinde olup olmadığını inceleme yetkisinin kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Aksi takdirde kanun koyucuya hak arama özgürlü- ğünü önemli ölçüde sınırlandırma imkânının verileceği düşünülmek- tedir. Kesinlik sınırını yükseltmek, pratik bir çare olarak kabul edilebi- lirse de bu sınırın neler götüreceği de göz ardı edilmemelidir. 95 Bunun 93 AYM, E. 1985/23, K. 1986/2, Karar Tarihi: 20.1.1986; 16.04.1986 Tarihli 19080 sayılı Resmi Gazete. 94 AYM, E. 1985/23, K. 1986/2, Karar Tarihi: 20.1.1986; 16.04.1986 Tarihli 19080 sayılı Resmi Gazete; Söz konusu karara karşı Necdet Darıcıoğlu tarafından yazılan karşı oy yazısı ise, çalışmanın konusunun istinaf olması açısından dikkat çekicidir: “… İçtihat mahkemesi olma niteliği yanında, olağan bir kanun yolu merci gibi adeta istinaf mahkemesi olarak, işlevini sürdüren Yargıtay’da iş yükünün olağanüstü boyutlara ulaşması bu nedenle doğal sayılmalıdır. Öte yandan, bugün yürürlükte olan sistemin, istinaf yolunu benimsememiş olması ve ikinci bir vakıa mahkeme- sini kabul etmemiş bulunması karşısında hâkimlerin de her insan gibi yanılabi- lecekleri, bu nedenle usul ve kanuna aykırı kararlar verebilecekleri, hatta belirli olaylarda yasaları ve ilgili öteki hukuk kurallarını değişik biçimlerde yorumlayıp değişik sonuçlara ulaşabilecekleri gözden uzak tutulmayarak alt mahkemelerin her türlü kararına karşı temyiz yolunun açık tutulması, taraflar ve toplum açısın- dan vazgeçilmez bir güvence sayılmalıdır…” 95 Ejder Yılmaz, “Hukuk Davalarında Yasayollarına Başvuru Hakkı ve Bu Hakkın
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1