Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
246 Olumlu Miras Sözleşmesinin Bağlayıcılığı ii. Doktrindeki Görüşler İsviçre Federal Mahkemesi’nin görüşüyle uyumlu olan hakim görüş, miras sözleşmesiyle bağdaşmayan bağışlamalar bakımından mirasçı atama ve belirli mal bırakma tasarrufları arasında bir ayrım yapmaktadır. 63 Bu görüşe göre, ivazsız miras sözleşmesiyle mirasçı atanmış ise, iradî mirasçının elde edeceği tereke miktarı miras sözleşmesi kuru- lurken henüz belli olmadığı için, mirasbırakanın sağlığında yaptığı hukukî işlemler malvarlığını ve dolayısıyla ölümden sonra terekesini azaltsa da bu durum miras sözleşmesine aykırılık teşkil etmemekte- dir. Bu görüşe göre, miras sözleşmesiyle mirasçı atanan kişinin TMK m. 527/II hükmüne dayanarak iptal yoluna gitmesi ancak mirasbıra- kanın ayrıca malvarlığını sağlararası tasarruflarla azaltmama borcu altına girmesi durumunda söz konusu olmaktadır. Bu taahhüt ölü- me bağlı tasarruf niteliği taşımamaktadır. Bu sebeple de ölüme bağlı tasarruf şekline uyulması gerekmemekte, hatta somut olayın hal ve şartlarından bu yönde örtülü bir taahhüdün olduğu sonucuna varıla- bilmektedir. 64 Böyle bir taahhüt, mirasbırakanın sağlığında malvarlı- ğının önemli bir bölümünü kapsayacak, onu her yönden bağlayacak ve elinden varlığını sürdürmesi için gerekli tüm iktisadî araçları alacak nitelikte olamaz; aksi halde kişiliğin korunmasına ilişkin TMK m. 23 hükmüne aykırı olacaktır. 65 Bu bakımdan, şüphe halinde, söz konusu taahhüdün bu kurala göre yorumlanması gerekmektedir. 66 Miras sözleşmesine ek böyle bir taahhüdün bulunmadığı durum- larda, mirasbırakanın atadığı iradî mirasçıya zarar verme amacı olup da mirasbırakan aktif bir şekilde bir miras sözleşmesi yapmaktadır. Bu bakımdan, mirasbırakan bu sözleşmenin bağlayıcı olduğunun ve ölüme bağlı tasarruflarla veya bağışlamalarla bu miras sözleşmesinin içini boşaltamayacağının bilincinde olmalıdır. Bu sebeple, yazara göre, mirasbırakanın yapmış olduğu miras sözleş- mesiyle bağdaşmayacağını öngörebildiği ve hatta öngörmek zorunda olduğu her durumda zarar verme amacının olduğu kabul edilmelidir. 63 Tuor, Art. 494, N. 18, N. 27; Escher, Art. 494, N. 11a; Kocayusufpaşaoğlu, s. 247. 64 Tuor, Art. 494, N. 18, N. 27; Escher, Art. 494, N. 11a; Kocayusufpaşaoğlu, s. 248, Öztan, s. 250. 65 Wolf/Hrubesch-Millauer, s. 234; BernerKomm/Weimar, Art. 494, N. 8; Wolf/ Genna, s. 381; Dural, s. 160; Öztan, s. 250. 66 Dural, s. 160.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1