Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı
267 TBB Dergisi 2018 (136) Seda GAYRETLİ AYDIN ise kanunlaştırma hareketlerinden aile hukuku da nasibini almış ve 25 Ekim 1917 tarihinde Hukuk-ı Aile Kararnamesi yürürlüğe girmiştir. 8 Kararname değişik mezhepler içerisinden en modern İslam hukuku kurallarını almıştır. Ancak Müslümanlara yönelik uygulamaları, İs- lam hukuku genel çerçevesi dışına çıkmamıştır. 9 İslam hukukunda evlenmenin ölüm, adli boşanma ve talâk gibi hallerden biriyle sona ermesi halinde kadının yeniden evlenmesi için beklemesi gereken süreye iddet denilirdi. İslam hukukunda bu sürenin tayin amacı evlilik sonrası çocuğun nesebini ve babasını tayin etmek- tir. İslamiyet’ten önce cahiliye devrinde Arabistan’da kocaları ölen ka- dınlar bir yıl boyunca çadırlarına çekilip temizlik bile yapmadan yas tutarlardı. Kuran’ın II. Suresinin 234. ayeti “İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları zevceler kendi kendilerine 4 ay ve 10 gün beklerler işte bu müddeti bitirdikleri zaman kendileri hakkında meşru vech ile yaptıkları şeyden size günah yoktur…” hükmü ile cahiliye dönemine ait bu adeti kaldırmıştır. Ekinci, İslam Hukukunda iddetin evliliğin sona erme sebebine ve kadının özel durumlarına göre farklı süreleri olduğunu şöyle ifade et- miştir; “ Boşanma ve iddetleri farklı olduğu gibi; hayız g ören 10 veya görmeyen, hâmile veya çocuksuz hür ve köle kadınlar arasında da iddet cihet- lerinde fark vardır. Hamile kadının iddeti ister boşanmış ister kocası ölmüş olsun çocuğunu doğuruncaya kadardır (Talak:4 ). Hamile olma- yan boşanmış kadının iddeti evlilik sona erdikten sonraki ilk tuhur (te- mizlik) başından üçüncü hayzın (adetin) sonuna kadar olan zamandır (Bekara: 228 ). Cariyenin iddeti iki hayz müddetidir. Henüz adet görmemiş veya yaşlı- lık sebebiyle adetten kesilmiş kadınların iddeti üç ay ; cariye ise bir buçuk aydır 8 Hukuk-ı Aile Kararnamesi, Aile hukukuyla ilgili ilk yazılı kanun olması, bütün mezhepleri ve dinlere (Hrıstiyan, Musevi) ilişkin kuralları düzenleyerek bu ko- nuda dini liderlerin yetkilerini elinden alması dolayısıyla önemli bir Kanundur. Söz konusu yetkileri elinden alınan dini liderlerin itirazları da kararnamenin yü- rürlükten kaldırılmasında rol oynamıştır. Kararname Osmanlı Devletinde iki yıl- dan az süre yürürlükte kalmasına karşın Ürdün’de 1951 e kadar, Suriye’de 1953 e kadar, Lübnan’da ise sunni Müslümanlar için halen yürürlükte kalmıştır. Ebru Kayabaş, Osmanlı Devletinde Tanzimat Dönemi İtibarıyla Aile Hukuku’nun Ge- lişimi Aile Hukuku Kararnamesi, Filiz Kitabevi, İstanbul 2009, 105- 114. 9 Ebru Kayabaş, 115. 10 Regl, menstruasyon, âdet.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1