Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

26 İktidar ve Yargı İlişkileri Sorunu denge ve denetim sağlanmaktadır. Yargının kökeni veya bir başka de- yişle yargının kaynağı denetim ve denge arayışıdır. Bu arayış iktidarın tüm değişik görünüm biçimlerinde gözükür. Nitekim yargı faaliyeti Antik Yunan’a kadar dayanmaktadır. Orada bugünkü modern anlam- da olmasa da halk mahkemeleri yargısal işlev niteliğini ifa ediyordu. 52 Peki, yargılamanın esası nedir? Burada yargı iradesinin önemini orta- ya koymak gerekir. Hukuk bilimi yönünden, devlet iradesinin üç esas işlevinden biri olan yargı veya yargılama genel olarak özel kişiler arasında veya özel kişilerle devlet arasında meydana gelen hukuki uyuşmazlıkları nihai olarak çözme konusundaki bağlayıcı yetkiyi ortaya koyar. Yargı işlevi, bir diğer ifade ile bir durumun hukukiliği ve müeyyidesi hakkında bağlayıcı karar vermek olarak da belirtilebilir. Uyuşmazlıkları nihai olarak sonuçlandırmak, esasında “kesin hüküm” tesis edebilmek de- mektir. Yargı organı olan mahkemeler bu işlevi hukuk kurallarını so- mut durumlara uygulamak yoluyla ifa ederler. 53 Yargının amacı hukuk düzeninin korunması ve gerçekleştirilme- sidir. Yargı iradesinin doğrudan doğruya adaletin gerçekleştirilmesi amacına yönelik niteliği ve hukuki uyuşmazlıkları kesin çözme özel- liği, bu fonksiyonu yerine getiren devlet organlarının da kendilerine özgü kimi nitelikler taşıması sonucunu meydana getirmiştir. Nitekim idari usullerden önemli oranda farklı birey haklarının korunup geliş- tirilmesi yönünden çok daha güvenceli yargısal usuller teşkil edilmiş- tir. Daha önemlisi, benimsenen hükümet sistemi ne olursa olsun, tüm demokratik hukuk devletlerinde yargı iradesinin, siyasal irade olarak nitelenebilecek yürütme ve yasama iradeleri karşısında bağımsızlık il- kesi kabul görmüştür. Yine bu ilkeyi gerçekleştirecek bir araç olarak, yargı görevini yerine getiren hâkimlerin, başka kamu görevlilerinden daha teminatlı bir statüye kavuşturulmaları benimsenmiştir. 54 Öte yandan yargının, yasama ve yürütme kuvvetlerinden ayrı, ba- ğımsız bir kuvvet olup olmadığı hukuk doktrininde tartışmalıdır. Bir görüşe göre, bir devlette mantıken yalnızca iki kuvvetin varlığı söz konusudur: kanunları yapan kuvvet ve bunları icra eden kuvvet. Yar- 52 Oktay Uygun, Demokrasi, XII Levha Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2014, s. 30. 53 Mustafa Erdoğan, Anayasa ve Özgürlük, Yetkin Yayınları, Ankara 2002, s. 23. 54 Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, s. 384.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1