Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

28 İktidar ve Yargı İlişkileri Sorunu Gerçekten de, 19. yüzyıldan itibaren siyasi parti olgusunun orta- ya çıkması ve siyasal partilerin demokratik rejimin en temel meka- nizmalarından biri haline dönüşmesi, kuvvetler ayrılığı ilkesine 18. yüzyılda izafe edilen anlamda radikal bir değişime neden olmuştur. Mutlak monarşilerin meşruti ya da anayasal monarşiler doğrultusun- da evirilmeye başladıkları dönemde, yasama ve yürütme kuvvetleri açısından kuvvetler ayrılığı, esas itibariyle hala monarka bağlı olan yürütme organı ile halkın ya da halkın bir kesiminin temsilcisi olan yasama iradesi arasında bir yetki bölüşümü, bir karşılıklı frenler ve dengeler sistemi şeklinde kavramsallaşmıştır. 59 Oy hakkının genişle- tilmesi ve siyasal partilerin güçlenmesini sonucunu doğuran demok- ratik gelişme, kuvvetler ayrılığı kökenindeki bu ikili meşruiyeti orta- dan kaldırmıştır. Özellikle de bakanlar kurulunun yasama iradesinin güvenine dayandığı parlamenter rejimde, iktidar partisi, yasama ve yürütme iradelerini birbirine bağlayan bir köprü olmuştur. İki irade arasında daha sert bir görevler ayrılığına sahip başkanlık rejimlerin- de bile, siyasi partilerin rolü inkâr edilemez. Şu halde çağdaş çoğulcu demokrasilerde kuvvetler ayrılığı, yasam ve yürütme iradeleri arasın- daki ilişkiler yönünden değil, yargının bu iki siyasi irade karşısındaki konumu açısından önem taşımaktadır. 60 Kaldı ki demokratik sistemlerde çoğunlukçu anlayışa dayanan bir yönetim anlayışında bu söz konusu iki siyasi irade hak ve özgürlükler açısından oldukça tehlikeli bir hale gelebilmektedir. Nitekim Teziç’in de belirttiği gibi “çoğunluğun ya da bir meclisin kurduğu baskı yöne- timi ise, kişisel iktidarı kullananların baskısı kadar tehlikelidir. Çün- kü bir meclis çoğunluğu da, çıkardığı kanunlar ile kişi hürriyetlerini yok edebilir”. 61 Bu noktada Bentham’ın yasamaya dair söylediklerini olduğu gibi almada fayda vardır: “Hükümetlerde de, tıpta olan olur; [bunların] tek kişi, kötünün tercihidir. Bütün yasalar kötüdür; çünkü bütün yasalar özgürlüğün ihlalidir: ama tekrar ediyorum, hükümetler yalnızca kötünün tercihine vakıftır”. 62 59 Ergun Özbudun, Türkiye’de Demokratikleşme Serüveni, İstanbul Bilgi Üniversi- tesi Yayınları, İstanbul 2014, s. 147. 60 Özbudun, Türkiye’de Demokratikleşme, s. 147-148. 61 Teziç, Anayasa Hukuku, s. 391. 62 Jeremy Bentham, Yasamanın İlkeleri, XII Levha Yayınları, Çev. Barkın Asal, İstan- bul 2011, s. 60.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1