Türkiye Barolar Birliği Dergisi 136.Sayı

289 TBB Dergisi 2018 (136) Seda GAYRETLİ AYDIN olup eski ve yeni kocanın babalık karinelerinin çakışması halinde ki- min baba sayılacağı TMK m. 290’da belirlenmiştir. TMK m. 290 uyarın- ca çocuk, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içerisinde doğmuş ise ve anne de bu arada yeniden evlenmiş olursa çocuğun ba- bası ikinci evlilikteki kocadır. Kadın ilk eşiyle boşandıktan sonra üç yüz gün içerisinde tek- rar evlenir ve iddet süresi bitmeden çocuğu olursa, çocuğun babası- nın ikinci eş olacağı zaten aksi ispatlanabilir bir karine olarak kabul edilmiştir. İddet süresi ile ilgili maddenin nesebi korumak amaçlı bir madde olduğunu ileri süren görüş karşısında zaten nesebi koruyan bir maddenin bulunduğu göz önüne alınırsa iddet süresine ilişkin madde yürürlükten kaldırılmalıdır. Kaynak İsviçre Kanunu’ndaki bekleme süresine ilişkin hükümkal- dırılarak soybağının varlığına ilişkin hüküm yeterli görülmüştür. Aynı şekilde bekleme süresine ilişkin hükmün Türk Medenî Kanunu’ndan da çıkartılmasının, nesep konusunda herhangi bir karışıklığa yol aç- mayacağı, yukarıda belirtilen hükümlerin varlığından dolayı açıktır. Uygulamada mahkeme kararı ile iddet süresinin kaldırılması da- vası hasımsız olarak açılsa bile hüküm kurulması haftalar hatta aylar alacaktır. İddetin kaldırılması hükmünün kesinleşmesinden önce id- detin dolması bile ihtimaller arasındadır. Günümüzde gelişen tekno- loji neticesinde kadının gebe olup olmadığı kolayca ve kısa süre içeri- sinde tespit edilebilmektedir. Üç yüz gün boyunca kadının gebe olup olmayacağını, çocuk doğurup doğurmayacağını beklemek günümüz teknolojisi düşünülürse, çağ dışıdır. Kadınının gebe olmadığının dok- tor raporuyla sabit olduğu hallerde mahkemeye bekleme süresi için dava açması, zaman ve ekonomik olarak kayıptır. Gerek Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gerekse Anayasamız kadın erkek eşitliğini güvence altına almaktadır. Cinsi- yet eşitliği ve evlenme hakkı en temel insan haklarından olup, hem ülkemiz örf adetlerince hem ülkemizdeki en yaygın din olan İslam di- nince de evlenme kutsal ve teşvik edilen bir kurumdur. Türk toplumu olarak belki de Avrupa ve Amerika ülkelerinden en büyük farkımız, evlenmeye ve aile kurmaya verdiğimiz önemdir. Bu sebeplerle kadının evlenme hakkının önündeki engel olan iddet süresi kaldırılmalıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1